Dünya

Kraliçe II. Elizabeth'i son yolculuğuna uğurlayanlar arasında kraliyet karşıtları da var

Tahtta 70 yıl geçiren, İngiltere'nin en uzun hüküm süren hükümdarı, 8 Eylül'de 96 yaşında hayata veden İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth 8 saattir devam eden görkemli cenaze töreninden sonra defnediliyor.

İngiltere'nin sevilen kraliçesi, Kraliçe II. Elizabeth'in cenaze törenine bugün yüz binlerce insan Londra sokaklarında toplanarak eşlik etti.

Kraliçe pazartesi akşam üzeri tek kardeşi ve eşinin de bulunduğu, Windsor Kalesi'ndeki St. George Şapeli’nde aile içi bir törenle defnedilecek. Şapelde ebeveynleri Kral George VI ve kraliçenin annesi, Kraliçe Elizabeth’in de naaşı bulunuyor.

16’ıncı yüzyılda inşa edilen şapel kraliçe ve ailesi için önemli bir ibadet yeri olmasının yanı sıra birçok kraliyet düğünü, vaftiz ve cenaze törenin de yapıldığı bir mekân olarak biliniyor.

Son 7 saattir devam eden mükemmel organize edilmiş ve görkemli cenaze törenine birçok dünya lideri katıldı. Törene Türkiye'yi Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu temsil etti.

Westminster Abbey'deki törene, güvenlik gerekçesi ile ABD Başkanı Joe Biden ve eşi First Lady Jill Biden dışında diğer liderler özel otobüslerle gitti. Ağır zırhlı ABD başkanlık aracı ile törene katılan ABD Başkanı’na gösterilen özen, ABD lideri için özel güvenlik prosedürlerinin yanı sıra İngiltere'nin en güçlü müttefiki olarak ABD’ye sunulan belirgin bir saygının işareti olarak okunabilir.

Otobüslere binenler arasında Oxford Üniversitesi mezunu olarak İngiltere ile güçlü bir bağı olan Japonya İmparatoru Naruhito’nun yanı sıra Hollanda, İspanya ve Belçika kralları da vardı. Daha önce yas tutan kalabalıkların arasında dolaşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya ve İtalya cumurbaşkanları ve Avrupa Komisyonu Başkanı ve Avrupa Konseyi Başkanı da özel otobüsle törene katıldı.

Çin Devlet Başkan Yardımcısı Wang Qishan'ın cenaze törenine katılması, Çin'in beş İngiliz milletvekiline yaptırım uygulaması nedeniyle bazı parlamento üyelerinin itiraz etmesiyle bir tartışmaya neden oldu. Ancak Çinli yetkilileri cenaze törenine davet etmemek veya Westminster Sarayı'nda kalmalarını yasaklamak, gereksiz bir düşmanlık eylemi olacağı için tartışma başladığı gibi bitti.

Cenazeye davet edilmeyen ve görünüşe göre öfkeli olan yabancı liderlerden biri Vladimir Putin'di. Rusya dışişleri bakanlığı sözcüsü, bu kararı "son derece ahlaksız" ve "II. Elizabeth'in anısına küfür" olarak nitelendirerek, ağır bir dille kınadı.

Cenazeye temsilci göndermeleri için davet edilmeyen diğer beş ülke Afganistan, Belarus, Myanmar, Suriye ve Venezüella'ydı. Birleşmiş Milletler'de temsil edilen 193 devlet olduğu göz önüne alındığında liste nispeten kısa bir listedir.

Dünya liderlerinin ve hükümdarların böylesine büyük törende bir araya gelmesi İngiltere için ilk değildir. Kraliçe Victoria'nın cenaze töreninin görüntülerini internetten görülebilir. 1901'deki tören katılan yabancı liderler arasında Almanya'dan Kaiser Wilhelm ve Avusturya-Macaristan'ı temsil eden Arşidük Franz Ferdinand vardı. Gerçi on üç yıl sonra arşidükün öldürülmesi Birinci Dünya Savaşı'nı tetiklemişti.

Monarşi karşıtları ve monarşinin geleceği konusunda kararsız gençler, müteveffa Kraliçe Elizabeth'e son veda için yas tutan kalabalıklar arasındaydı.

Kuzey Londra'dan bir memur, "Ben bir kraliyetçi değilim. Ancak Kraliçe'nin hayatını adadığı kamu hizmetine olan bağlılığı ve fedakârlık seviyesi herkesin saygı duyması gereken bir şey" derken, yaklaşık yedi saattir Hyde Park'ta müteveffa hükümdara son kez saygısını sunmak için beklemişti. 

Kraliçe II. Elizabeth Kraliyet'i zekice modernleştirmesi ile tanınıyordu. Kurumu hem geleneğin kalesi olarak hem de modern İngiliz yaşamında tutmak için kademeli ve ince bir şekilde değiştirmek üzere modern medyanı kullandı. Kameraların 1960'larda bir kraliyet belgeseli çekmesine izin verdi, öncesindeki kendi taç giyme töreni ise İngiliz sosyal yaşamındaki ilk büyük televizyon olayıydı.

2 Haziran 1953'te taç giyme törenini izleyen milyonlarca insan için -tarihte ilk kez bir İngiliz taç giyme töreni televizyonda yayınlandığı için- törenin en dokunaklı kısmı sona doğruydu. O anda, elmasların hangi sömürgelerden geldiği meselesinden bağımsız olarak, 2.868 elmasla kaplanmış ve bir kilogramdan daha ağır olan imparatorluk devlet tacı, Elizabeth Windsor'un başına yerleştirildi ve herkesin gözü önünde Kraliçe II. Elizabeth olarak ilan edildi.

Yine de, kendisini iyi tanıyan birkaç kişiye göre, törenin en zor kısmı, televizyonlardan gösterilmeyen tek bölümde yaşanmıştı. Öyle ki ortaçağda kendisinden çok önceki hükümdarlar gibi, ekranların arkasında soyunmuş ve kutsal yağla mesh edilmişti. Bu, kendisi için krallığın kutsal ve kalıcı bir görev olduğunu hep hatırlatacak bir dersti.

Taç giyme töreninden önce, kahvaltıda tacı ilk kez giymiş ve ağırlığına alışmıştı; bir anlamda tacını bir daha asla çıkarmadı. 1953'teki o gün, takip eden on yıllar boyunca daha önce hiç olmadığı kadar bölünmüş, saygısız ve dikkati dağılmış bir ülkeyi bir arada tutmak için yaptığı her şeyi kutsal bir görev gördü. Ve görevini de yerine getirdi. Bugün monarşi karşıtlarının ve dindar olmayanların bile Kraliçe II. Elizabeth’e gösterdiği saygının temel nedeni, zekası ve nezaketi ile 'görev'ine her şartta adanmış olmasıdır.

Kaynaklar: New York Times- Financial TimesEconomist

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın

src=https://mikro-makro.net/uploads/images/image_750x_63287f8444733.jpg

Westminster Abbey'deki törene, güvenlik gerekçesi ile ABD Başkanı Joe Biden ve eşi First Lady Jill Biden dışında diğer liderler özel otobüslerle gitti. Ağır zırhlı ABD başkanlık aracı ile törene katılan ABD Başkanı’na gösterilen özen, ABD lideri için özel güvenlik prosedürlerinin yanı sıra İngiltere'nin en güçlü müttefiki olarak ABD’ye sunulan belirgin bir saygının işareti olarak okunabilir.

src=https://mikro-makro.net/uploads/images/image_750x_6328854cbc8ee.jpg

src=https://mikro-makro.net/uploads/images/image_750x_6328856b17a68.jpg

Otobüslere binenler arasında Oxford Üniversitesi mezunu olarak İngiltere ile güçlü bir bağı olan Japonya İmparatoru Naruhito’nun yanı sıra Hollanda, İspanya ve Belçika kralları da vardı. Daha önce yas tutan kalabalıkların arasında dolaşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya ve İtalya cumurbaşkanları ve Avrupa Komisyonu Başkanı ve Avrupa Konseyi Başkanı da özel otobüsle törene katıldı.

Çin Devlet Başkan Yardımcısı Wang Qishan'ın cenaze törenine katılması, Çin'in beş İngiliz milletvekiline yaptırım uygulaması nedeniyle bazı parlamento üyelerinin itiraz etmesiyle bir tartışmaya neden oldu. Ancak Çinli yetkilileri cenaze törenine davet etmemek veya Westminster Sarayı'nda kalmalarını yasaklamak, gereksiz bir düşmanlık eylemi olacağı için tartışma başladığı gibi bitti.

Cenazeye davet edilmeyen ve görünüşe göre öfkeli olan yabancı liderlerden biri Vladimir Putin'di. Rusya dışişleri bakanlığı sözcüsü, bu kararı "son derece ahlaksız" ve "II. Elizabeth'in anısına küfür" olarak nitelendirerek, ağır bir dille kınadı.

Cenazeye temsilci göndermeleri için davet edilmeyen diğer beş ülke Afganistan, Belarus, Myanmar, Suriye ve Venezüella'ydı. Birleşmiş Milletler'de temsil edilen 193 devlet olduğu göz önüne alındığında liste nispeten kısa bir listedir.

Dünya liderlerinin ve hükümdarların böylesine büyük törende bir araya gelmesi İngiltere için ilk değildir. Kraliçe Victoria'nın cenaze töreninin görüntülerini internetten görülebilir. 1901'deki tören katılan yabancı liderler arasında Almanya'dan Kaiser Wilhelm ve Avusturya-Macaristan'ı temsil eden Arşidük Franz Ferdinand vardı. Gerçi on üç yıl sonra arşidükün öldürülmesi Birinci Dünya Savaşı'nı tetiklemişti.

src=https://mikro-makro.net/uploads/images/image_750x_63287fa254e3d.jpg

Monarşi karşıtları ve monarşinin geleceği konusunda kararsız gençler, müteveffa Kraliçe Elizabeth'e son veda için yas tutan kalabalıklar arasındaydı.

Kuzey Londra'dan bir memur, "Ben bir kraliyetçi değilim. Ancak Kraliçe'nin hayatını adadığı kamu hizmetine olan bağlılığı ve fedakârlık seviyesi herkesin saygı duyması gereken bir şey" derken, yaklaşık yedi saattir Hyde Park'ta müteveffa hükümdara son kez saygısını sunmak için beklemişti. 

Kraliçe II. Elizabeth Kraliyet'i zekice modernleştirmesi ile tanınıyordu. Kurumu hem geleneğin kalesi olarak hem de modern İngiliz yaşamında tutmak için kademeli ve ince bir şekilde değiştirmek üzere modern medyanı kullandı. Kameraların 1960'larda bir kraliyet belgeseli çekmesine izin verdi, öncesindeki kendi taç giyme töreni ise İngiliz sosyal yaşamındaki ilk büyük televizyon olayıydı.

2 Haziran 1953'te taç giyme törenini izleyen milyonlarca insan için -tarihte ilk kez bir İngiliz taç giyme töreni televizyonda yayınlandığı için- törenin en dokunaklı kısmı sona doğruydu. O anda, elmasların hangi sömürgelerden geldiği meselesinden bağımsız olarak, 2.868 elmasla kaplanmış ve bir kilogramdan daha ağır olan imparatorluk devlet tacı, Elizabeth Windsor'un başına yerleştirildi ve herkesin gözü önünde Kraliçe II. Elizabeth olarak ilan edildi.

src=https://mikro-makro.net/uploads/images/image_750x_63288187c3b3c.jpg

Yine de, kendisini iyi tanıyan birkaç kişiye göre, törenin en zor kısmı, televizyonlardan gösterilmeyen tek bölümde yaşanmıştı. Öyle ki ortaçağda kendisinden çok önceki hükümdarlar gibi, ekranların arkasında soyunmuş ve kutsal yağla mesh edilmişti. Bu, kendisi için krallığın kutsal ve kalıcı bir görev olduğunu hep hatırlatacak bir dersti.

Taç giyme töreninden önce, kahvaltıda tacı ilk kez giymiş ve ağırlığına alışmıştı; bir anlamda tacını bir daha asla çıkarmadı. 1953'teki o gün, takip eden on yıllar boyunca daha önce hiç olmadığı kadar bölünmüş, saygısız ve dikkati dağılmış bir ülkeyi bir arada tutmak için yaptığı her şeyi kutsal bir görev gördü. Ve görevini de yerine getirdi. Bugün monarşi karşıtlarının ve dindar olmayanların bile Kraliçe II. Elizabeth’e gösterdiği saygının temel nedeni, zekası ve nezaketi ile 'görev'ine her şartta adanmış olmasıdır.

Kaynaklar: New York Times- Financial TimesEconomist

" }