Taşkent Doğa Parkı bünyesinde bulunan Kıbrıs Yaban Hayat Araştırma Enstitüsü ekiplerinin Karpaz'daki arazi çalışmaları sırasında en az 14 özgür eşeğin vurularak canice katledildiklerini tespit ettiğini bildirmesi ülke genelinde infial yarattı. 

Polisin eşekleri hedef alan saldırı konusunda geniş çaplı soruşturma başlattığı açıklandı. Polis Basın Subaylığı’ndan yapılan açıklamada, Dipkarpaz’da Çöplük Bölgesinin 500 metre kuzey batısında, 14 yaban eşeğinin ölü olarak bulunduğunun dün saat 16.00 sıralarında polisin bilgisine geldiği ve bunun üzerine geniş çaplı soruşturma başlatıldığı belirtildi. Eşeklerin ölüm nedenlerinin tespiti ile ilgili ise Polis ve Veteriner Dairesi yetkilileri tarafından koordineli çalışmaların devam ettiği bildirildi.

Kıbrıs Yaban Hayat Araştırma Enstitüsü yaptığı sosyal medya paylaşımda, Kıbrıs’ın simgesi durumundaki Karpaz eşeklerinin canice bir şiddet eylemi sonucunda acımasızca vurularak öldürüldüğünü bildirmişti.

Enstitü yaptığı açıklamada, ‘Özellikle hamile olan ve doğum yapmaya çalıştığı sırada bebeği ile katledilen anne içimizi parçaladı. Arazide yapılan ilk tespitlerde hayvanların yakın mesafeden vurularak öldürüldüğü belirlendi. Yaşanan olay sonucunda Polis soruşturma başlatırken Veteriner Dairesine Haber verildi.

DoğaPark olarak söyleyecek çok şeyimiz var, ama ekip olarak duygularımızı sağlıklı olarak ifade edebilmemiz için biraz zamana ihtiyacımız var. Güncellemeleri sayfamızdan takip edebilirsiniz…’ ifadelerini kullandı.

Hafızalardan silinmeyecek katliam fotoğrafı: Taşkent Doğa Parkı, Facebook sayfası

Katliam duyurusu sonrasında Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Kıbrıs Türk Tabipleri Odası, Kıbrıs Türk Diş Tabipleri Odası, Biyologlar Derneği, Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği, KEMA Vakfı, Yeşil Barış Hareketi ve Evrensel Hasta Hakları Derneği ortak bir açıklama yayımladı.

Karpaz Yarımadası’nda en az 14 eşeğin katledildiği haberinin büyük üzüntü ve öfke yarattığı belirtilen açıklamada, Kıbrıs’ın simgesi haline gelen bu masum hayvanların vahşice öldürülmesi, insanlık onuruna ve doğaya karşı büyük bir saldırı olarak değerlendirildi.

Özellikle hamile bir eşeğin, doğum sırasında bebeğiyle birlikte katledilmesinin, vicdanları derinden yaraladığı, hayvanlara yönelik bu tür şiddet eylemlerinin, toplumsal huzuru zedeleyerek şiddetin meşrulaşmasına yol açabileceği kaydedildi. Hayvanlara uygulanan vahşetin, daha büyük şiddet olaylarının habercisi olduğuna dikkat çekildi. 

Açıklamada, ‘Hayvanlara yönelik şiddet uygulamak, insanlara yönelik şiddetin de zeminini hazırlamaktadır. Bu bağlamda, hayvanlara karşı yapılan her türlü şiddet eylemi, toplumun moral ve etik değerlerini aşındırır ve ileride daha büyük trajedilere yol açabilir.’ denildi.

Örgütler, olayı şiddetle kınayarak toplumsal duyarlılığın artırılması ve önleyici tedbirlerin alınması çağrısında bulundu. Yetkililerden, derhal etkili bir soruşturma başlatmaları ve caydırıcı yasalar için adım atmaları talep edildi.

Doğayı ve tüm canlıları korumanın herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayan örgütler, hayvanlara yönelik şiddetle mücadelenin, daha sağlıklı, daha barışçıl ve insan odaklı bir toplum inşa etmekte kritik bir rol oynadığını belirtti.