Dünya

Louvre’daki kraliyet mücevherlerinin eritilmek üzere çalındığı düşünülüyor

Tarihin en büyük sanat soygunu mu?

Tarihe geçecek soygunda hırsızlar, tartışmasız dünyanın en güvenli müzesi olan Louvre Müzesi'ne girdi. Sadece birkaç dakika içinde Fransız kraliyet mücevherlerinin parçalarını çaldılar. Çalınan ganimetler, satılamaz olduğu kadar değerli de...

19 Ekim sabahı hırsızların soygunu sadece dört dakikada gerçekleştirdikleri bildirildi. Görünüşe göre mükemmel bir şekilde koreografisi yapılmış bu soygun, "Oceans 11" gibi muhteşem "soygun" filmlerindeki sahneleri anımsatıyor.

Fransa şimdi kendine şu soruyu soruyor: Bu nasıl mümkün oldu? 

Sabah saatlerinde gerçekleşen soygunda şu ana kadar bilinenler

Louvre Müzesi, 19 Ekim Pazar günü sabah saat 9'da kapılarını açtı. Açılıştan hemen önce, şu anda inşaat çalışmalarının devam ettiği Seine Nehri'nden bir kamyonun müzeye yaklaştığı bildirildi.

Saat 09.30 sıralarında, iddialara göre üç fail, hidrolik yük sepeti kullanarak kamyondan müzenin camına doğru ilerlediler ve camı kırdılar.

Hırsızlardan ikisi, Fransız Kraliyet Mücevherlerinin kalan parçalarının saklandığı Galerie d'Apollon'a pencereden girdi. Pille çalışan açılı taşlama makineleri kullanarak "Vitrine Napoléon" ve "Vitrine des Souverains Français" adlı iki vitrini kırarak mücevherleri çaldılar ve müzeden, muhtemelen girdikleri yoldan ayrıldılar. TF1 yayın kuruluşuna göre, dışarıda bıraktıkları iki adet yüksek güçlü scooterı kullanarak Boulevard Periphérique'e ve ardından güneye giden A6 otoyoluna girmişlerdi.

Scooterlardan biri ve hırsızlık veya kaçış sırasında kullanıldığı anlaşılan eldivenler bulundu ve DNA izleri araştırılıyor. Failler ise kaçtı.

Fransız Kültür Bakanı Rachida Dati, soygunla ilgili izlenimlerini TF1 kanalına aktararak, güvenlik kamerası görüntülerini gördüğünü söyledi. "Kimseye saldırmıyorlar; sakin bir şekilde içeri giriyorlar. Dört dakika içinde vitrinleri parçalayıp ganimetlerini alıp hiçbir güç kullanmadan ortadan kayboluyorlar. Çok profesyonelce." dedi.

Saldırganların kaçışı, saldırılarının yarattığı kaostan dolayı kolaylaşmış olabilir: Alarm çaldıktan sonra Louvre Müzesi'nin güvenlik kapıları otomatik olarak kapandı. 2.000'den fazla kişi geçici olarak gözaltına alındı. 

Ne çalındı?

İlk haberlerde "Napolyon Koleksiyonundan Mücevherler" ifadesi yer alıyordu. Ancak bu ifade muhtemelen III. Napolyon'a (1808-1873) atıfta bulunuyordu ve Galerie d'Apollon'daki eserler de bu kapsama giriyordu. İmparator ve kralların taç mücevherlerinin günümüze ulaşan parçaları burada sergileniyor. Napolyon Bonapart ve iki eşine atfedilen münferit parçalar da bu koleksiyona dahil. Ancak, bu parçaların en ünlülerinin çalınmadığı anlaşılıyor.

Şimdiye kadar çalındığı kamuoyuna açıklanan tüm parçalar, Kraliçe Marie-Amélie ve Kraliçe Hortense’in iki gerdanlığı, bir broş ve bir taç da dahil olmak üzere Napolyon III koleksiyonundan. AFP haber ajansının bildirdiğine göre, Napolyon III'ün eşi İmparatoriçe Eugénie'nin tacı da çalındı. Bu taç, sergideki en değerli parçalardan biri.

Taç altından yapılmış ve 2.400'den fazla elmas ve 56 zümrütle bezeli; değerini tahmin etmek neredeyse imkansız görünüyor. Ancak, hırsızlar tacı kaldırımda  düşürdüler, taç öğle saatlerinde hasarlı halde bulundu.

TF1’in görüştüğü bir uzman, çalınan mücevherlerin açık piyasada satılamaz olması nedeniyle, profesyonel soyguncuların bir müşteri için çalışıyor olabileceklerini tahmin etti.

Müşteri ve soyguncular yabancı mı?

Daha önce Paris Polis Şefi olan Fransa İçişleri Bakanı, müşterinin de soyguncuların da yabancı olabilecekleri üzerinde durulduğunu açıkladı.

Kulağa bariz bir varsayım gibi gelse de bugüne kadar, ultra zengin bir sanat eseri hırsızlığının tek bir müşterinin yakalandığı tek bir vaka bile yaşanmamıştır. Bilinen tüm sanat hırsızlığı vakalarında yakalanan faillerin motivasyonu, suçla beslenen bir sanat sevgisi değil, kâr hırsıydı.

Çoğu zaman yakalanmaları da -tıpkı 1911’deki Mona Lisa vakasında olduğu gibi- beklentilerin aksine ganimetlerini satmaya kalkıştıklarında gerçekleşti.

Mücevherler eritilmiş olabilir mi?

Büyük soru şimdi şu: Mücevherler, hırsızlıktan sadece birkaç saat sonra altınlarının satılabilmesi için çoktan eritilmiş olabilir mi?

Soruşturmayı yakından bilen bir kişi Le Parisien gazetesine şöyle konuştu: “Parçalar oldukları gibi satılamaz durumda, ancak altın bir tarafta, elmaslar diğer tarafta olmak üzere, sökülme riski yüksek. Bazı elmasların piyasada satılma riski var, bu da mücevherlerin yeniden oluşturulmasını son derece zorlaştırır.” 

Louvre Müzesi soygunu tarihin en büyük sanat soygunu mu?

Bu sorunun yanıtı, çalınan eserlerin değerinin kim tarafından ne kadar biçildiğine bağlı olacak. Gerçekte sanat hırsızlığı, her zaman en yüksek tahmini zararlara yol açan ve en sansasyonel suçlar arasında yer almıştır. Geçmişte yüz milyonlarca euroya ulaşan pek çok hırsızlık ve soygun yaşanmıştır. Ancak bu vakaların hepsi Louvre’daki kadar “sorunsuz” sonuçlanmamıştır.

Louvre’dan 1911'de İtalyan bir camcı tarafından Mona Lisa'nın çalınmıştı. Leonardo da Vinci tablosu iki yıl sonra İtalya'da bulundu. Louvre Müzesi'ndeki önceki son kayıtlı hırsızlık 1998'de gerçekleşti: Camille Corot'nun bir tablosu, gün ışığında çalındı ve bir daha bulunamadı.

İşte bilinen bazı örnekler:

18 Mart 1990’da, polis kılığına girmiş iki hırsız, Isabella Stewart Gardner Müzesi’ni bastı ve aralarında Rembrandt, Degas ve Vermeer’in eserlerinin de bulunduğu 13 sanat eserini çaldı. Tahmini değer: 500 milyon dolardı (yaklaşık 429 milyon euro). Bu olay hâlâ tarihin en büyük sanat soygunu olarak kabul ediliyor.

14 Nisan 1991’de, hırsızlar Amsterdam’da benzer bir ustalıkla Van Gogh’a ait 20 tabloyu bir müzeden çaldı ki bu, Hollanda tarihinin en büyük sanat hırsızlığıydı. Ancak soyguncuların kaçış aracı yolda arıza yaptı. Böylece çalınan tablolar aynı gün yeniden müzeye dönerken, hırsızlar hapishaneye girdi.

25 Kasım 2019’da, Almanya’daki Dresden Residenz Sarayı’ndan, “Grünes Gewölbe (Yeşil Kubbe)” olarak bilinen bölümdeki yaklaşık 114 milyon euro değerinde sanat eseri ve mücevher çalındı. Ganimetin bir kısmı kurtarılsa da yaklaşık 25 milyon euro değerindeki parçalar hâlâ kayıp, muhtemelen satıldı ya da eritildi.

Kaynaklar: Spiegel - Le Monde

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın