Özel Haber

Gülmek isteyene trajikomik bir ihale hikâyesi

Merkezi İhale Komisyonu ihaleye girmekten menettiği şirkete 1 sene sonra neden 5 ihale birden verdi?

KKTC’deki, 2022 yılı usulsüz ihaleler serisine bir yenisi daha eklendi. 

Başkanlığını Halis Üresin’in yürüttüğü Merkezi İhale Komisyonu (MİK), bakanlığını Ziya Öztürkler’in yaptığı İçişleri Bakanlığı ve içinden 'hastane', 'laboratuvar', 'sigorta' kelimeleri geçen hiçbir soruya yanıt vermeyen bakan Alişan Şan’ın yönetimindeki Maliye Bakanlığı devletin kendi kurumlarının çıkardığı tüzüklere uymadı! 

İnşaat Encümeni’nin yayınladığı ihale kriterlerine uymaksızın yapılan bir ihale, daha önce aynı ihalenin iptal edilmesine neden olan ve 1 sene boyunca ihalelere katılmaktan menedilen şirkete verildi! 

Hakkında Ağır Ceza’da bile dava açılan ve gayri yasal faizcilik yaptığına ilişkin aleyhine iki mahkeme kararı bulunan Tekin Arhun’un yasa dışı fahiş faizden edindiği gelirle büyüttüğü aşikâr şirketlerden biri de Capiton Construction’dır. 

Şirketin devletin inşaat yapım ihalelerinde haksız rekabete neden olduğu ileri sürülüyor. Üstelik geçen sene kazandığı ihalenin sözleşmesini, daha yüksek miktarlı başka bir ihaleye katılabilmek için imzalamadığı iddia edilen Capiton Construction, 2021’de 1 sene ihalelere katılmaktan menedilmişti. Önce Rekabet Kurulu men kararını kaldırdı ve usulsüzlükle tekrar yapılan ihale yine aynı şirkete, Capiton Construction’a verildi!

73/2021 sayılı “Şahinler Kırsal Kesim Arsaları İçme ve Kullanım Suyu Şebeke Projesi ihalesi”, Merkezi İhale Komisyonu’nun 06/08/2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile iptal edilmişti. 

“Şahinler Kırsal Kesim Arsaları İçme ve Kullanım Suyu Şebeke Projesi ihalesi”ni açan İçişleri Bakanlığı Konut Birimi söz konusu ihaleyi alan Capiton Construction Ltd’nin sözleşmeyi imzalamaya gelmediğini ifade ediyordu. İçişleri Bakanlığı Konut Birimi, “Gerek teminat mektubunu bize sunan şirket yetkilisine sözlü olarak, gerekse daha sonrasında telefoniyen ve yine şirket adresine posta yolu ile sözleşmenin imzalanması konusu ilgili şirkete tekrardan iletilmiştir, ancak söz konusu şirket sözleşmeyi imzalamaya gelmemiştir’ şikâyetini yapmıştı.

MİK de, “Capiton Construction Ltd.’nin 073/2021 sayılı ihalenin sözleşmesini ihale makamının sözleşme davetine rağmen yasal süreçleri içerisinde imzalamaması ve bahsi geçen firmanın bu ihalenin ihale kararından sonra başka ihalelere de katılması ve yine bir önceki ihalenin sözleşmesini imza etmemesinin tespiti ışığında bahsi konu olan firmanın 20/2016 Kamu İhale Yasası’nın 13. Maddesinin 2. Fıkrası kapsamında ihalelere katılmasını 1 yıl boyunca yasaklanmasına Komisyonumuzca karar verilmiştir” demişti.

Ardından Capiton Construction Ltd. Rekabet Kurulu’na başvurmuş, Kurul 24.08.2021 tarihli toplantısında, İçişleri Bakanlığı’nın davet yazısının postada gecikerek, şirkete 30.06.2021 tarihinde ulaştığını belirtmiş ve Capiton’un ‘henüz bir sözleşme imzalamadığından ve dolayısı ile taahhüdünü yerine getirmeye başlamamış olmasından dolayı’ ve şirketin ‘idareye zarar vermemiş olması ve/veya bilgi ve deneyimini idarenin zararına kullanmamış olması ve/veya, başvuru sahibinin konu ihale ile ilgili sözleşme imzalamamış olmasından dolayı’ 1 sene kamu ihalelerinden men cezasını iptal etmişti. 

KKTC’de Posta İdaresi’nin yavaşlığını bilmeyen ve ihaleyi kazandığı müjdesini gelecek postadan öğrenmeyi bekleyecek hiçbir şirket yoktur ama hukuki açık arayıp bulan çoktur! Capiton’un yetkilisine söylenmiş, telefon da edilip bildirilmiş ama şirket illa postadan alacak mutlu haberi...

Bir şirket neden kazandığı ihalenin sözleşmesini imzalamaya gitmez? Daha fazlasını kazanacağı başka bir ihaleyi kapmak derdinde ise, ticari etik, itibar gibi değerlere sahip değilse, güvensizlik yaratmaktan hiçbir sıkıntı duymuyorsa ve de daha büyüğünü kazanması için, elinde önceden aldığı ihale olmaması şart koşulmuşsa, kazandığı düşük meblağlı ihaleyi gidip imzalamaz!

Geçen sene ihaleyi kazandığı halde sözleşmeyi imzalamaya gitmeyen Capiton'a, bu nedenle ceza almasına rağmen 18 gün sonra hakkındaki ceza iptal edilip, 1 sene sonra aynı ihaleye tekrar çıkılmış ve ihale yine Capiton'a verilmiştir.

14/09/2021 tarihinde tekrar açılan “Şahinler Kırsal Kesim Arsaları İçme ve Kullanım Suyu Şebeke Projesi ihalesi” ile birlikte, ‘Kermiya 3. Etap Şehit Çocukları Arsaları Parsel Yollarına Ait Yol, İçme, Kullanım Suyu ve Telefon Şebekesi Yapım İşi’ ihalesi, Serhatköy, Bağçılar, Mevlevi ihaleleri de dahil, 5 İçişleri Bakanlığı ihalesinin tamamı 27/09/202 ve 28/09/2022 tarihlerinde MİK kararları ile Capiton Construction’a verildi.

 

 

 

 

Üstelik ihalenin iptaline neden olan şirkete ihalenin tekrar verilmesi süreci, arada konut ve altyapı bekleyenlerin yaşadıkları sorunlarının yanı sıra İnşaat Encümeni’nin 23/08/2022 tarihli ‘Ekonomik açıdan en avantajlı teklifin belirlenmesinde kullanılacak kriterler ve hesaplama yöntemi’nde belirlediği kriterlere aykırı olarak Capiton İnşaat'a bırakıldı.

Mikro-Makro geçen sene yaptığı bir haberde konuya dikkat çekmiş, “İddialara göre, Tekin Arhun’un direktörü olduğu Capiton Construction tahminen 10 milyon TL’lik ikinci bir ihaleye kazanmak için 1,1 milyonluk ihaleyi kazandığı halde gereklerini yerine getirmeyerek, sanki kazandığı başka bir ihale yokmuş gibi gösterecek ve çok daha kârlı olan ikinci ihaleyi kazanmak için 30 puanı garantileyecekti. 

Kamu İhale Yasası’nın 13. maddesi’nin 2. fıkrasının (G) bendine göre, ‘Taahhüdünü yerine getirirken yürürlükteki mevzuat kurallarına veya ihale şartnamelerine uymamak’ ihaleden yasaklanma kararının alınmasına neden oluyor. 

Bir şirketin elinde daha önceden kazandığı ve yapmaya devam ettiği ihale varsa, elinde iş olmayan ve yeterliliğe sahip bir başka şirkete ihale veriliyor.

Tekin Arhun ve inşaat şirketi aşırı hırsla, daha fazlasını kazanmak için mi hem İhale Komisyonu’nu ve İçişleri Bakanlığı’nı yanılttı hem de bir başka firmanın ihaleyi kazanma şansını ortadan kaldırdı? Üstelik bu arada altyapı çalışmaları da bitirilemedi” diye yazmıştı.

Capiton Construction’ın birden fazla kez kazandığı ihalenin sözleşmesini imzalamayıp başka ihalelere katılmaya devam etmesini MİK zaten doğrulamıştı ve ‘bahsi geçen firmanın bu ihalenin ihale kararından sonra başka ihalelere de katılması ve yine bir önceki ihalenin sözleşmesini imza etmemesini” cezayı verme gerekçesi olarak açıklamıştı.

Bir kurum ve başındaki yetkili ile bir şirket arasında bu kadar problem varken ne oldu da sorunlar çözülebildi?

Hakkında bu kadar açık usulsüzlük iddiaları bulunan firmanın hem hizmet bekleyen yurttaşları mağdur etmesine hem de ihaleye giren diğer şirketlerin önünü kesmesine karşın aynı MİK, aynı MİK Başkanı Üresin, İnşaat Encümeni’nin puantaj ağırlığına uymayarak daha önce ihaleye girmesini menettiği şirkete 5 ihalenin tamamını veriyordu! Arada ne olmuştu? Bir kurum ve başındaki yetkili ile bir şirket arasında bu kadar problem varken ne oldu da sorunlar çözülebildi?

Rekabet Kurulu hukuki boşlukları değerlendiren Capiton İnşaat’ın itirazını haklı bulmuş ve men cezasını kaldırmıştı. MİK de, biz men cezası verdik, Kurul kaldırdı. O zaman Encümen’in kriter tablosunu da pas geçelim ve tüm ihaleleri Capiton’a mı verelim dedi yani? KKTC’de bazı şeyler beklenmedik şekilde ne kadar da hızlı değişebiliyor değil mi?

İhaleye gir, kazan, sözleşmeyi daha değerli bir ihaleyi almak için imzalama; ihale sayende iptal edilsin. Susuz yurttaşa hizmet gitmesin, vatandaşa 1-1,5 sene kaybettir, sonra sözleşmesini imzalamadığın ihaleye tekrar gir ve usulsüzlükle ihale tekrar sana kalsın!

Daha önce direktörü olduğu bir başka inşaat şirketinin Bafra’da bitirmediği inşaatı bitti göstermek için evrakta sahteleme yaptığı iddiasıyla Ağır Ceza’da yargılanan, gayri yasal tefecilik, kasa fişinde oynama, hile, küçüklerin hissesine hukuksuzca el koyma gibi Mahkeme kararları ile gizli ses kaydı yapmak gibi ayrı davaları bulunan birinin, Tekin Arhun’un şirketine sanki ihalenin iptaline neden olmamış gibi usulsüzlükle ihaleyi tekrar vermenin altında ne yatıyor?

MİK’in ve Başkanı Üresin’in tavrı neden değişti?

Arhun yıllardır aynı, Mahkeme koridorlarında bir davadan diğerine koşuyor. Peki MİK’in ve Başkanı Üresin’in tavrı neden değişti? MİK’in bağlı olduğu Maliye Bakanlığı ve ihaleye çıkan İçişleri Bakanlığı’nda değişen ne? Rekabet Kurulu şirketin sözleşmeyi imzalamayarak idareye zarar vermediğine kanaat getirmiş... KKTC idareleri bilmediğimiz, görmediğimiz kadar sağlam demek...Topla tüfekle saldırmadıkça zarar görmüyorlarmış meğer...

Bahse konu ihalelerde uyulması zorunlu kriterlerde değerlendirme için ağırlık yüzdeleri, teklif edilen fiyat olarak % 60; mesleki ve teknik yeterlilik bazında % 30, ekonomik ve mali durumda % 10’ndur. O yüzde 10’da alt kriterler ise ciro miktarı % 90; kâr/zarar durumu % 10 olarak belirlenmiştir. En azından İnşat Encümeni’nin kararı bu yöndedir.

İçişleri Bakanlığı’nın çıktığı ihalede ise ciro miktarı alt kriterinin ağırlığı usulsüzce % 40’a indirilmiş ve kâr/zarar durumunun ağırlığı ise yine usulsüzce % 60’a yükseltilmiştir.

Hâlbuki İnşaat Encümeni tarafından belirlendiği üzere ekonomik ve mali durumda ciro miktarının % 90; kâr/zarar durumunun % 10 ağırlıkla değerlendirilmesi, kârlılığı düşük, işe ve nakde ihtiyacı olan şirketler açısından ihalelerde fırsat eşitsizliğini kısmen ortadan kaldıracaktı.

Merkezi İhale Komisyonu Başkanı Üresin’in ihaleler açılmadan tam 22 gün önce bilmesi gereken Encümen kriterlerini görmezden geldiği doğru mudur? Üresin neden usulüne uygun olarak ekonomik ve mali durum alt kriterlerini şartnamede değiştirmemiştir? MİK niçin ihaleleri kazananları açıklandığı kararlara, bilhassa bu ihalenin kriter tablolarını eklememiş ve yayımlamamıştır? 5 günlük yasal itiraz süresince itiraz eden şirket olmasın diye mi? Hem eczanelerde bile ilaç kalmamışken niçin MİK birçok ihaleyi neticelendiremiyor? Peki İçişleri Bakanlığı neden İnşaat Encümeni’nin kriter değişikliğine aykırı olarak ihaleye çıkmıştır? Ya Maliye Bakanlığı ne için kriter kurallarına uyulmamasını önemsememiştir? Bakanlar Ziya Öztürkler ve Alişan Şan'ın cevap vermeyeceği sorulardır bunlar...

KKTC’de gayri yasal gelirleriyle farklı sektörlere girenler, bu sektörlerde bazı siyasilerin ve bürokratların eliyle tekelleşiyor; olan yurttaşa ve iş piyasasının düzgün işleyen şirketlerine oluyor… Ve bu rezaletler birbiri ardına devam edecek; toplum susacak sanılıyor. 

Normal işleyen bir kapitalizmden ve demokrasiden bile mahrum bırakılan insanların daha da yoksullaşmasını ve yasalara uygun hareket eden şirketlerin gelirlerinin daha da azalmasını zerre kadar önemsemeyen tekelci oligarşik düzenin yolsuz her parçası kendi hesaplarının derdinde; içinden çıktıkları toplumdan nefret eder bir tutum içerisindeler...

Yasa dışı gelirlerle sektörlerde tekelleşmeye çalışanlara güvenilmezliklerine rağmen kapıyı sonuna kadar açanlar, bu ülkeyi ne aydınlık günlere hazırlayabilir ne de düzgün işleyen bir piyasa yaratacak politikalar üretebilir.

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın