Özel Haber

Turgut Muslu ‘bilerek sahte evrağı tedavüle sürdüğü’ suçlamalarını reddetti

Turgut Muslu yaptığı savunmada, ‘bilerek sahte evrağı tedavüle sürdüğü’ suçlamalarını ve diğer tüm suçlamaları reddetti. Muslu, ortada bir sahte evrak olduğunu ve bunun tedavüle sürüldüğünü ise reddetmedi.

23 suçla itham edilen sanıklar Bora Turgut Muslu ve Tekin Arhun’un Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaları sürüyor.

5 Haziran Çarşamba günü yapılan duruşmada, Başsavcılığın çıkarttığı son tanığın ardından -savunma makamı müdafaasına sanıkların Mahkeme’ye oturdukları yerden yaptıkları savunularla başladı.

Sanık 1 Turgut Muslu müdafaasında, yurt dışında üniversitede eğitim aldıktan sonra 1988 yılında Kıbrıs’a döndüğünü, 1990 yılında Turizm Bakanlığı’na bağlı Turizm Planlama Dairesi’nde mimar olarak göreve başladığını, 1993’de kadrolandığını, 2005 yılında da aynı daireye müdür olarak atandığını ve 2016 yılının mayıs ayına kadar da 11 yıl boyunca kesintisiz olarak müdürlük görevini ifa ettiğini belirtti.

2005 yılının Mayıs ayında T.C Elçiliği Yardım Heyeti aracılığıyla Bafra Atık Su Arıtma Tesisi ile ilgili olarak EBİ ile iletişim kurduklarını, projeyi anlattıklarını, büyük çaplı ve adada örneği olmayan bir devlet projesi olan Bafra Atık Su Arıtma Tesisi projesi için 16 bin yatak ile 5 bin çalışanla toplamda 21 bin kişilik bir arıtma tesisi ihtiyacı olduğunun tespit edildiğini ve projenin de EBİ tarafından hazırlanmasının öngörüldüğünü kaydetti.

EBİ Ankara’dan yetkili olarak Hale Hanım’ın [ODTÜ EBİ Genel Müdürü F. Hale Can] geldiğini, Eylül 2005’te Merkezi İhale Komisyonu tarafından ihaleye çıkıldığını, 19 Ekim 2005’te ihaleyi kazanan C&T Construction firması ile ita amiri olarak Turizm Planlama Dairesi arasında sözleşme imzalandığını ve proje boyunca gerek EBİ gerekse C&T, sorumluluklarını yerine getirdiğini ifade etti.

Sanık 1 Muslu, Kasım 2013’de dönemin Turizm Bakanı Serdar Denktaş’ın oğlu Rauf Denktaş’ın ziyaretine geldiğinde kendisini avukat Kemal Mut ile tanıştırdığını, Mut’un Kascon’un avukatı olduğunu, Mut’un Kascon’la C&T Construction arasında hukuk davasına yansıyan bir itilaf olduğunu, ‘size celp çıkaralım’ dediğini aktardı. EBİ’nin [KKTC] sorumlusu Fahri Kaya’nın daha çok yardımcı olacağını Kemal Mut’a söylediğinde, Mut’un Fahri Kaya’nın şahadetini verdiğini ifade ettiğini anlattı.

Kemal Mut’a Mahkeme’ye gelmek istemediğimi, soruları için yazılı müracaat yapmasını, kendisinin yazılı olarak soruları cevaplamak istediğini söylediğini, Mut’un yazılı sorularını 4 Kasım 2013’de sorduğunu, ardından Fahri Kaya ile temas kurarak 21 tesis hakkında doneleri istediğini, hazırladığı beton metrajlarını Kemal Mut’un gelip kendisinden aynı gün aldığını kaydetti.

Muslu, kasım sonuna doğru Kemal Mut’un tekrar yanına geldiğini, kendisine celp çıkaracaklarını çünkü davada Arhun’un avukatı Mustafa Asena’nın itiraz ederek cevapları hazırlayanın sunması gerektiğini söylediğini ve 3 Aralık 2013 tarihi için kendisine celp çıkarıldığını söylediğini aktardı.

Mahkeme’ye giderken beton metraj bilgisini ve birkaç tane de hakediş raporunu yanına aldığını, Mahkeme’de beton metrajını EBİ’den aldığı donelerle birlikte sunduğunu, toplam ihalede 7 bin metreküp beton kullanıldığını, EBİ’den Fahri Kaya’nın ise kendisinden önce 3-4 bin metreküp beton döküldüğü bilgisini verdiğini söyleyen sanık 1 Muslu, Arhun’un avukatı Asena’nın kendisini 30-40 dakika sorguladığını kaydetti.

Muslu, Yargıç Düriye Elkıran’a ‘Bir anlaşmazlık var, isterseniz sizlere bu projenin son şekli olarak, As-Built projesini sunabilirim. DAÜ İnşaat Fakültesi ve benzeri güvenilir bir uzman kuruluşa Mahkeme olarak gönderirseniz size projeye bakarak metraj bilgisini söyleyebilirler’ dediğini, bunun Yargıç tarafından makul karşılandığını, davaya 13 Aralık 2013’te tekrar gelinmek ve projeyi sunmak üzere tehir alındığını belirtti.

Arhun kabul etmemişti: Turgut Muslu, Tekin Arhun’un sekreterinin yanında dosyayı incelediğini söyledi

Duruşmaya yakın bir tarihte Tekin Arhun’un yeğeni aracılığıyla kendisinden randevu aldığını, 8 ya da 9 Aralık’ta da daireye gelerek birkaç dakika görüştüklerini, Arhun’un duruşmayla ilgili bazı evraklara ulaşmakta zorluk yaşadıklarını, Cafer Gürcafer’in şirketten ayrılırken bazı evrakların Gürcafer’de kaldığını ve Bakanlıkta evrakları incelemek için ricada bulunduğunu söyledi.

1990 yılından bu yana dosyaların müdür odasında muhafaza edilmesine ilişkin bir uygulama olduğunu, dosyaların kilit altında olmadığını, kendisinin zamanı olmadığı için Tekin Arhun’dan isterse klasörü sekreterinin yanında incelebileceğini söylediğini aktaran sanık 1 Muslu, o sırada Kemal Mut’un ikinci duruşmayı hatırlatmak adına kendisini aradığını, Mut’a CD’leri hazırlattığını söylediğini ve ‘Tekin Bey burada’ dediğini anlattı. 

Arhun’un sekreterin yanında klasörü incelerken 30-40 dakika sonra sekreterinin kendisini aradığını, Arhun’un kendisi ile görüşmek istediğin söylediğini, odasının kapısını açtığını, Arhun’un gösterdiği dosyayı incelemek istediğini ancak fotokopi makinesinin bozuk olmasından ötürü fotokopisini çekip dosyayı yarın getirebileceğini söylediğini, Arhun’a ‘al, yarın sabah getir lütfen’ dediğini belirtti.

Arhun, sahtelendiği iddia edilen raporun bulunduğu dosyayı Muslu’dan yanında getirmesini istedi. Arhun’un avukatı Asena da duruşmada Turgut Muslu'dan ısrarla sahtelendiği iddia edilen raporu bulmasını talep etti

Tekin Arhun’un kendisine söz konusu dosya için ‘Bu bizim için önemli. Bir sonraki duruşmaya mümkünse yanınızda getirin’ dediğini, ertesi gün dosyanın sekreterine iletildiğini, dosyayı sekterinden aldığını ve 13 Aralık 2013’deki duruşmaya katıldığını beyan etti.

Tekin Arhun, duruşma öncesi Turizm Planlama Dairesi’ne geldiğini Kascon’un avukatı Kemal Mut’un duymasından rahatsız oldu: Muslu’ya ‘Keşke bahsetmeseydin’ dedi

Mahkeme’ye ikinci gidişinde duruşma öncesi Kemal Mut’a, ‘O gün Tekin Bey burada dediğimde, Tekin Bey’in bana keşke bahsetmeseydin dediğini söyledim’ diyen Muslu, Mahkeme’ye vermek üzere yanına 4 klasör ve bir de projenin son halinin olduğu CD’yi aldığını, sorulara cevap verebilmek için dosyaları götürdüğünü, Arhun’un avukatı Mustafa Asena’nın CD’yi kendisi hazırlamadığı için sunamayacağı itirazını yaptığını, böylelikle CD’nin sunulmasından vazgeçildiğini ve emare yapılamadığını aktardı.

Muslu, faaliyet raporları ile hakedişler arasında bir kavram kargaşası olduğunu hissettiğini, avukat Asena’nın 2006 yılına ait bir faaliyet raporunu istediğini, yanında Nisan 2006 raporu olduğunu söylediğini, Asena’nın ısrarla haziran raporunu istediğini, bir sonraki duruşmaya getireyim dediğini, Asena’nın kendileri için o raporun önemli olduğunu ve kendisini bir daha çağıracaklarını söylediğini aktardı.

Tam o sırada aramakta olduğu haziran-temmuz 2006 faaliyet raporunu dosyada bulduğunu, bunun üzerine Mustafa Asena’nın raporun emare yapılmasını istediğini, Kascon’un avukatı Kemal Mut’un raporun emare yapılmasına [fotokopi olduğu için] itiraz ettiğini, Muslu’nun yerine daireden birinin gelip de raporu sunabileceğini söylediğini, Yargıcın, emare yapılmasının uygun olacağını, soru sorulabileceğini belirttiğini ve raporun emare olarak kaydedildiğini söyledi. 

Kendisinin Mahkeme’ye raporu sunmak için değil, CD ve projenin son halini sunmaya gittiğini, aylık faaliyet raporu sayısal veri içermediği ve bu raporlardan metraj bilgisine ulaşılamayacağı için bilgi vermek istediğini kaydetti.

‘EBİ’nin faaliyet rapor hazırlamak gibi bir sorumluluğu yoktu, sözleşmede yazmıyordu’

İlk hakedişin 17 Şubat 2006’da yapıldığını ancak ilk faaliyet raporunun nisan-mayıs dönemini kapsadığını, kaymaların olduğunu, Temmuz 2006’dan Ocak 2007’ye kadar 5-6 faaliyet raporunun da olmadığını, son faaliyet raporunun Mart-Nisan 2007 ayını kapsayan rapor olduğunu, eylül ve aralık aylarında 4., 5. ve 6A nolu hakedişlerin ödenmesine rağmen o döneme ait faaliyet raporlarının olmadığını, 4-5 ay faaliyet raporunun hazırlanmadığını, hatta bunların EBİ’de bile olmadığını iddia etti.

Muslu, ‘Faaliyet raporları da sadece sözel ve görsel verilerle arşivi destekleyen bilgiler içerir. Bu raporlarda beton metrajına ulaşmak söz konusu değildir. Devletin tüm ihalelerinde ve projelerinde de kontrol mercii faaliyet raporu hazırlamaz. EBİ’nin de böyle bir sorumluluğu yoktu, sözleşmemizde de yazmıyordu’ dedi.
Müdür olarak görev yaptığı dönemde Turizm Bakanlığı Müsteşar olanı Şahap Aşıkoğlu’nun bu faaliyet raporlarını bile görmeksizin davaya gelerek, rapor için resmi ve gizli evrak olduğunu söylediğini, o dönemde Aşıkoğlu’nun kendisinin görevden alınması için 3 kere yazı yazdığını ama 2 sene 3 ay görevde kalmaya devam ettiğini, görevden alınması taleplerine o süre zarfında göreve gelen hiçbir bakanın itibar etmediğini ifade etti. 2016 yılında da Şahap Aşıkoğlu’nun görevinden alınmasıyla kendi görevinin yanı sıra Aşıkoğlu’nun yerine Encümen Başkanlığı yaptığını dile getirdi.

Turgut Muslu: ‘Bilerek sahte evrağı tedavüle sürdüğüm suçlamalarını ve hakkımdaki diğer tüm suçlamaları reddediyorum’

Muslu sözlerini, ‘Ben evrağın sahte olduğunu bileceğim ve C&T menfaat sağlasın diye Mahkeme’ye sunacağım ama bunu yaparken Kascon’un avukatına da Tekin Arhun’la görüştüğümü mü söyleyeceğim?
Fahri Kaya duruşmaya hazırlık yaparak gelmedi, hiçbir katkısı olmadı. Ben Kascon lehine her tülü hazırlığı yaparak geldim, metrajın 7.000 metreküp olduğu ile ilgili şahadet verdim ve bu pozisyonda mı olacağım?
Benim bilerek sahte evrağı tedavüle sürdüğüm suçlamalarını ve hakkımdaki diğer tüm suçlamaları reddediyorum” diyerek bitirdi.

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın