Tapu Kadastro Dairesi, Şekerbank (Kıbrıs) Ltd., Ertuğ Dilaver ve Baştaşlar İnşaat aleyhine açılan bir dava, KKTC'deki organize usulsüzlüklerde sınır tanınmadığını gösterdi.
Soydal Çuvalcıoğlu tarafından 2021 yılında Girne’de açılan söz konusu davada, Kıdemli Yargıç Alev Ulunay tarafından 23 Şubat 2023’de verilen bir ara kararla, usulsüz açık arttırmayla satın alınan mülkler üzerinde daha ileri işlem yapılması durduruldu.
28 Ağustos 2021’de Esentepe Muhtarlığı’nda gerçekleştirilen, usulsüzlükle çıkıldığı ve ara emri olan alacaklı Çuvalcıoğlu'na bildirilmediği tespit edilen açık arttırmada, Esentepe’de önceden Liderkent Ltd.’ye ait, piyasa değeri en az 5 milyon sterlin olduğu tahmin edilen 16 adet mülk o tarihteki kurla yaklaşık 1 milyon sterline satıldı.
Yargıç Ulunay kararında, satış ilanının açık arttırmanın yapıldığı muhtarlıkta 1 ay asılı kaldığına ilişkin hazırlanan tasdik belgesinin gerçeği yansıtmadığını, satış duyurusunun 50 bin sterlinlik alacağı için MES (Mahkeme Emri ile Satış) kararına sahip diğer alacaklı Soydal Çuvalcıoğlu’na bildirilmesi gerekirken Tapu ve Kadastro Dairesi tarafından usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini kaydetti. Yargıç, Tapu'da görevli tanığın Çuvalcıoğlu'na posta yoluyla satış gününün bildirildiğine ve tebligatın ulaştırıldığına ilişkin iddiasını ispat edemediğini vurguladı.
Esentepe Muhtarlık binasında satış ilanının 1 ay boyunca asılı kaldığına ilişkin Tapu Dairesi'nin ve Esentepe Muhtarlığı'nın iddiaları ise Çuvacıoğlu'nun Esentepe sakini bir tanığının Mahkeme'ye sunduğu emarelerle, ilanın 1 ay değil sadece son 10 gün asılı kaldığının ortaya çıkması ile itilaflı hale geldi. İlgili yasaya göre her halükârda ilanın 15 gün askıda kalması gerektiğini belirten Yargıç kararında, 'Yasanın öngördüğü 15 günlük askı süresine uyulduğu hususunda ikna olmadığımı belirtirim' ifadelerini kullandı.
Satış sırasında bir taşınmaz dışındaki mülkleri Şekerbank borcuna karşılık alırken kalan diğer arazi ise Ertuğ Dilaver’e satıldı. Tek parça taşınmazın Şekerbank’ın avukatı Nil Kansu'nun aracılığı ile akrabası Dilaver'e satıldığı ileri sürülürken, Dilaver'in gerçekte akrabası avukat adına mı yeri aldığı sorusunun yanıtı bilinmiyor.
Yargıç kararında, bankada kalıp Baştaşlar İnşaat'a satılan 6 taşınmaz malın 28 Ağustos 2021'deki satış ilanına göre toplam kıymetinin 2 milyon 836 bin 671 TL olduğuna, 5 Ağustos 2022'de Şekerbank Kıbrıs Ltd'nin Baştaşlar'a sattığı taşınmaz mallara ilişkin devir takrirnamesinde ise ilgili taşınmazların toplamı için alınan meblağın 2 milyon 841 bin 672 TL olarak beyan edildiğini belirtti.
Yargıç Ulunay, Baştaşlar İnşaat’ın direktörleri Sinem Baştaş ve Ahmet Baştaş'ın Mahkeme'ye verdikleri şahadette aynı taşınmazları Şekerbank'tan 625 bin sterline alındığını söylediklerine ve ‘aradaki ciddi fark’a dikkat çekti. Soydal Çuvalcıoğlu’nun taşınmazların 'yok pahasına satıldığı' iddiasının 'Tapuda görülen bedelle gerçek satış bedeli arasındaki ciddi bir fark olması' nedeniyle desteklendiğini kaydetti.
Mikro-Makro'nun hesaplamalarına göre Şekerbank Ltd., 28 Ağustos 2021'deki kura çevrildiğinde 247 bin 528 sterline aldığı 6 taşınmazı Baştaşlar İnşaat'a 5 Ağustos 2022'deki kurla yaklaşık 131 bin sterline (130.963,57 STG) tapuda satmış görünürken gerçekte 625 bin sterline sattı. Tapu memurları nedense gösterilen satış meblağının oldukça düşük oluşunu fark etmedi...
Açık arttırmada Ertuğ Dilaver tarafından epeyi düşük fiyata satın alınan diğer mülk ise 13 Haziran 2022’de Dilaver’in adına tapuda kaydedildi.
Bankada kalan diğer mülkler:
Kıdemli Yargıç Alev Ulunay kararıyla, dava sonuçlanıncaya kadar Baştaşlar İnşaat ve Ertuğ Dilaver adına kayıtlı taşınmazlarda mevcut durumunu ve/veya statükosunu değiştirecek herhangi bir muamele yapmaktan tarafların menedilmesi için 29/11/2022’de verilen geçici ara emri, 23/02/2023 itibarıyla kesinleştirildi.
Öte yandan duruşmalarda Baştaşlar İnşaat’ın 29/11/2022’de verilen geçici ara emrine rağmen satın aldığı mülkler üzerinde yeni inşaat projesi yaptığı ve proje üzerinden 8 yabancıya daire satmaya kalkıştığı ve mülklerin üzerindeki ara emri olduğunu bilmediklerini ileri sürerek satış sözleşmelerini Girne Tapu Dairesi’ne kaydettirmeye çalıştığı ortaya çıktı.
Mahkeme’ye şahadet veren Girne Tapu Dairesi görevlisi Hüsniye Çoban Özsaygılı, Baştaşlar İnşaat’ın satış sözleşmelerini kaydettirme müracaatını mülkler üzerindeki ara emri nedeniyle kabul etmediklerini açıkladı.
Açık arttırma için Muhtarlık’ta duyuru yapılmadığını tespit eden bir grup Esentepe sakini tarafından Polis’e önümüzdeki salı günü olay hakkında bir şikâyet yapılacağı öğrenildi.
Dava kamuoyunda tartışılması gereken birçok soruyu gündeme taşıyor:
►Girne Tapu Dairesi, açık arttırma duyurusunu usulüne uygun olarak askıda kalmasını sağlamayan ve alacaklı Soydal Çuvalcıoğlu’na tebliğ yapmayan memurları hakkında idari işlem başlatacak mı?
►Tapu Dairesi açık arttırmaya çıkarken zaten % 30'unu düşürdüğü bedeli neden her seferinde rayicin çok altında olarak belirliyor? Rayiç bedel, o mala ilişkin işlemlerin yapıldığı günkü piyasa değerine uygun olmak zorunda değil mi?
►Rayiç bedelin düşüklüğü, bir yandan devletin aldığı harç bedelinin düşük tutulmasına ve bankalardan ve diğer finans kuruluşlarından ipotek karşılığı borç alan yurttaşların mülkleri satıldıktan sonra bile borçlarının kapanmamasına neden olmuyor mu?
►Rayiç bedelin düşük tutulmasının gerçekteki sebebi nedir? Burada devletin gelirlerini düşürmek pahasına yıllardır sessiz kalınan, yolsuzluğa kapıyı sonuna kadar açık bırakan bir kötü yönetim anlayışından mı söz edilmelidir?
►Satıştan elde edecekleri nakitle uzun yıllardır biriken borçları kapatması gereken bankalar niçin Tapu’nun belirlediği düşük rayiç bedelleri konusunda devlet nezdinde bir girişim başlatmıyor? Bankaların borçların kapanmaması işlerine mi geliyor?
►Nasıl oldu da yerel banka Şekerbank (Kıbrıs) Ltd., avukatı Nil Kansu’nun bir akrabası olarak Ertuğ Dilaver’in açık arttırmaya girmesi ve sadece bir mülk almasında bir gariplik görmedi?
►Avukat Nil Kansu Ertuğ Dilaver’i bu satıştan haberdar mı etti? Eğer öyleyse bu durum avukatlık etiğine uygun mudur?
►Avukat Nil Kansu ile açık arttırma öncesinde Muhtarlık’ta duyuru yapılmadığını tespit eden Esentepeliler arasında neden tartışma çıktı?
►Açık arttırma sırasında avukat Nil Kansu’nun Ertuğ Dilaver’in koruması tarafından korunduğu doğru mu? Avukat neden çekiniyordu?
►Şekerbank (Kıbrıs) Ltd. ve Baştaşlar İnşaat Tapu’ya yalan beyanda mı bulundu? Taşınmazları düşük fiyata devretmiş ve satın almış gibi göstermenin ciddi bir suç olduğunu bilmiyorlar mı?
►İnşaat Şirketi Baştaşlar’ın direktörleri üzerlerinde ara emiri olduğunu bilmelerine karşın Şerkerbank'dan satın aldıkları 6 mülkü yangından mal kaçırır gibi başkalarının üzerine geçirmek istemelerini, eğer devir gerçekleşseydi mağdur olacak müşterilerine nasıl açıklayacaktı?
►Tüm bu olaylar silsilesi Girne Tapu Dairesi'nde satışı yürüten bazı memurlar, Şekerbank (Kıbrıs) Ltd., bankanın avukatı Nil Kansu, inşaat şirketi Baştaşlar, Ertuğ Dilaver ve Esentepe Muhtarlığı arasında gizli anlaşmalar olabileceği ihtimalini güçlendirmiyor mu?
►Esentepe Polisi niçin konu hakkındaki şikâyeti almadı? Şikâyet Girne Polis Müdürlüğü tarafından değerlendirilecekse, hangi gerekçe ile şikâyetin Girne Polisi’ne yapılması istenecek?
Mahkeme kararını aşağıdaki pencereden kaydırarak okuyabilirsiniz:
Yorumunuz