Dünya

Avrupa Parlamentosu’ndan Türkiye’nin SAFE savunma fonuna katılımına hukuki fren

Avrupa Birliği’nde, 150 milyar euroluk SAFE savunma mekanizmasına Türkiye’nin katılımının ciddi hukuki ve siyasi tartışmalara yol açabileceği ileri sürüldü. Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyon’un yasal dayanağını sorgularken Yunanistan ve güney Kıbrıs veto hakkını koruma çabasında...

Avrupa Birliği (AB), 150 milyar euro bütçeli SAFE ('Security Action for Europe' / 'Avrupa Güvenlik Eylemi') savunma mekanizmasının oluşturulması sürecinde ciddi bir kurumsal çatışmayla karşı karşıya. 

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola, Avrupa Komisyonu’na hitaben gönderdiği bir mektupta, savunma fonunun kullanımı için önerilen tüzüğün yasal dayanağının eksik olduğunu ve Parlamento'nun yasama yetkilerinin göz ardı edildiğini belirtti.

Yunan gazetesi Enikos, Roberta Metsola’nın Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi dönem başkanlığını yürüten Polonya’nın Avrupa İşleri Bakanı Adam Szlapka'ya  mektup gönderdiğini bildirdi. Gazete AB'nin ana yasama organı olan Avrupa Parlamentosu'nu dışlayarak savunma ve güvenlikle ilgili bir yönetmeliği ilerlettikleri için iki AB kurumunu, Avrupa Komisyonu'nu ve Avrupa Konseyi'ni kınadığını iddia etti.

Gazete, Avrupa Parlamentosu Hukuk İşleri Komitesi Başkanı İlhan Küçük'ün Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola'ya gönderdiği ve Metsola'nın da AB Dönem Başkanı Polonya’nın Avrupa İşleri Bakanı Adam Szlapka'ya hitaben yazdığı ve sızdırıldığı anlaşılan resmi mektupları yayımladı.

Avrupa Parlamentosu Hukuk İşleri Komitesi’nin Türk asıllı Bulgar Başkanı İlhan Küçük’ün görüşüne dayanan Metsola, Hukuk İşleri Komitesi'nin 23 Nisan 2025 tarihli toplantısında, Komite oy birliğiyle Avrupa Birliği’nin İşleyişine İlişkin Antlaşma’nın ('Treaty on the Functioning of the European Union', TFEU) 122. Maddesi'nin Konsey tarafından önerilen tüzük için uygun bir yasal dayanak olmadığına karar verdiğini bildirdi.

Komisyon’un 122. Maddeyi gerekçesiz şekilde seçtiğini ve bu durumun hem yasal meşruiyet hem de üçüncü ülkelerin katılım süreci açısından büyük riskler yarattığını vurguladı. Metsola, eğer süreç bu şekilde ilerlerse Avrupa Birliği Adalet Divanı’na başvurma ihtimalinin masada olduğunu kaydetti.

Metsola Adam Szlapka'ya gönderdiği mektupta, "Parlamento 122. Maddenin bu özel durumda kullanılmasının, hızlandırılmış yasama prosedürleri ya da acil prosedürlerle uyumlu olmadığını düşünmektedir.

Parlamento, gerektiğinde hızlı yasama yapmaya hazırdır. İç Tüzükleri, gerekli durumlarda hızlandırılmış yasama ve acil prosedürleri öngörmektedir.

Bu nedenle, Komisyon Başkanından, önerilen Tüzüğün yasal dayanağını yeniden değerlendirmesini, Birliğin yasama prosedürlerine saygı gösterilmesini ve Avrupa Birliği ile Üye Devletlerinin karşı karşıya olduğu benzeri görülmemiş jeopolitik zorlukları ele alacak uygun önlemleri almasını istedim.

Konsey bu Tüzüğü, 122. Maddeyi yasal dayanak olarak kullanarak kabul ederse, Parlamento, Avrupa Birliği Adalet Divanı nezdinde yargı yoluna gitme sürecini düzenleyen İç Tüzüklerinin 155. Maddesi uyarınca konuyu inceleyecektir.

Komisyon Başkanına da benzer bir mektup gönderilmiştir." diye yazdı.

Türkiye’nin katılımına “arka kapı” açılmasından endişe duyuluyor

Yunan ve Kıbrıs Rum basınında yer alan haberlere göre, Parlamento içindeki tartışmanın odak noktalarından biri, Türkiye’nin SAFE mekanizmasına üye devletlerin oybirliği olmadan katılabilme ihtimali. Bu durumun, Yunanistan ve Kıbrıs gibi ülkelerin veto hakkını devre dışı bırakacağı ve Türkiye’ye “arka kapı” açacağı ileri sürülüyor.

Yunanistan’ın Avrupa Parlamentosu milletvekilleri Nikos Farandouris ve Angelos Syrigos, yasal dayanak eksikliği iddiasıyla Parlamento'nun süreç dışı bırakılmasına itiraz ediyor. Farandouris, Parlamento'nun rolü garanti altına alınmazsa Komisyon ve Konsey’e karşı yasal yollara başvurulabileceğini ifade ediyor.

Gözler 27 Mayıs’a çevrildi

SAFE tartışmasının bir sonraki önemli durağı, 27 Mayıs’ta yapılacak olan AB Dışişleri Bakanları Konseyi olacak. Türkiye’nin SAFE'e katılımı konusunun ele alınması beklenen toplantıda, Yunanistan ve Kıbrıs’ın alacağı tutumun belirleyici olacağı iddia ediliyor. Enikos gazetesine göre, eğer oybirliği ilkesi sağlanmazsa Yunanistan, Avrupa Parlamentosu’nun hukuki itirazlarına destek verebilir.

Ancak şu ana kadar, Yunanistan ve Kıbrıs dışişleri bakanlıklarından resmi bir açıklama gelmiş değil. Diplomatik çevrelerde sessizlik sürerken, SAFE girişimi Avrupa’nın savunma stratejisinde önemli bir dönemeç olarak görülüyor.

Kaynaklar: Enikos -  Sigma

Avrupa Birliği’nin İşleyişine İlişkin Antlaşma’nın (TFEU) 122. Maddesi AB’nin finansal krizlere, pandemi gibi olağanüstü olaylara ve diğer acil durumlara hızlı tepki verebilmesini sağlar. Daha önce Portekiz, İrlanda ve Yunanistan’a köprü finansmanı sağlamak ve COVID-19 pandemisinde acil finansman ihtiyacını karşılamak için yasal dayanak olarak kullanılmıştır. 

Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin yarattığı olumsuzluklar üye devletlerin kontrolü dışındaki olağanüstü bir durum olarak nitelendirilmiş ve mevcut güvenlik durumuyla bunun Avrupa ekonomisine olan etkisinin SAFE gibi aciliyet taşıyan savunma odaklı planlarda 122. Maddenin dayanak olarak kullanılması önerilmiştir. Ayrıca Avrupa Konseyi, bu maddeyi kullanma konusunda geniş bir takdir yetkisine sahiptir.

Bkz. Avrupa Savunma Sanayi Aracının Güçlendirilmesi Yoluyla Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE) Kurulmasına İlişkin Konsey Tüzüğü Teklifi

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın