Dünya

İsrail, Filistinlileri Gazze'den taşımak için bazı ülkelerle görüşüyor

İsrail'in yüz binlerce kişiyi bölgeden tahliye etme çabaları kapsamında sessizce görüştüğü ülkeler arasında Libya, Güney Sudan, Somaliland ve Suriye de bulunuyor. İsrail ayrıca Mısır'a baskı yapıyor.

ABD ve İsrail, yüz binlerce Filistinlinin Gazze’den başka ülkelere taşınmasını “insani çözüm” olarak sunuyor. Ancak bu yaklaşım, uluslararası hukuk uzmanları ve insan hakları örgütleri tarafından zorla yerinden etme tehlikesi barındırdığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Avrupa ve Arap dünyasında da bu plan, gerçekçi olmadığı gibi Cenevre Sözleşmeleri’nin ihlali olarak görülüyor.

WSJ: İsrail Libya, Güney Sudan, Somaliland ve hatta Suriye ile temas kurdu; Mısır’a baskı yapıyor

İsrailli yetkililerin, Gazze’den ayrılmayı kabul eden Filistinlileri kabul etmeleri için Libya, Güney Sudan, Somaliland [Afrika’da Somali’den ayrılan tanınmayan devlet] ve hatta Suriye gibi ülkelerle temas kurduğu bildirildi. Wall Street Journal’ın haberinde özellikle Mısır’a Sina Yarımadası’na yerleşim baskısı yapıldığı, ancak Kahire yönetiminin bu fikre şiddetle karşı çıktığı belirtiliyor. Görüşmelerin zaman zaman sert tartışmalara yol açtığı ve İsrailli yetkililer ile Mısır arasında gerginlik yarattığı ifade ediliyor.

Trump’ın “Orta Doğu Rivierası” fikri

Beyaz Saray sözcüsü Anna Kelly, "Başkan Trump, Gazze yeniden inşa edilirken Filistinlilerin yeni ve güzel bir yere yerleşmelerine izin vermek de dahil olmak üzere Filistinlilerin yaşamlarını iyileştirmek için yaratıcı çözümlerin uzun zamandır savunuculuğunu yapıyor. Ancak Hamas'ın önce silahsızlanmayı ve bu savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi gerekiyor ve şu anda sunabileceğimiz ek bir ayrıntı yok." dedi. 

Oysa İsrailli yetkililer, Trump'ın "Orta Doğu Rivierası" fikrini ortaya atmasından çok önce Filistinlilerin Gazze'den çıkarılmasını savunuyordu. 7 Ekim 2023'te Hamas liderliğindeki ölümcül İsrail saldırılarından bir hafta sonra, dönemin İsrail İstihbarat Bakanı Gila Gamliel, mayıs ayında X'te yaptığı bir paylaşımda, Gazze'den göçü teşvik etme ve 1,7 milyon kişinin Gazze'den ayrılmasını sağlama planını kabineye sunduğunu söyledi.

"Size farklı ülkelere gitme seçeneği sunuyoruz. İsrail toprakları bizimdir"

Bu fikrin en ateşli destekçileri ise yıllardır bu planı savunan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi aşırı sağcı yetkililer oldu.

Ekim ayında bölgedeki Yahudi yerleşimi için düzenlenen bir konferansta Ben-Gvir, "Göçü teşvik edin! Göçü teşvik edin! Göçü teşvik edin! Dürüst olmak gerekirse, bu en ahlaki ve doğru çözüm. Zorla değil, onlara şunu söyleyin: Size farklı ülkelere gitme seçeneği sunuyoruz. İsrail toprakları bizimdir." dedi.

Trump, Filistinlilerin Gazze'den çıkarılması fikrini açıkladığında, İsrail Başbakanı Netanyahu ve hükümeti bu fikri hemen benimsedi ve övdü. Şubat ayında, İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, Gazzelilerin gönüllü çıkışını denetlemek üzere bakanlıkta yeni bir birim kurdu.

Zorla yerinden etme, İsrail'in de taraf olduğu Cenevre Sözleşmeleri uyarınca bir suçtur ve yalnızca sivillerin güvenliği veya askeri zorunluluk nedeniyle geçici tahliye gibi dar kapsamlı durumlarda izin verilir. İsrailli ve uluslararası hukuk uzmanları, bu kriterleri karşılamanın çıtasının yüksek olduğunu ve Gazze'nin savaşla boğuşan ortamının, transferlerin gönüllü olacağı yönündeki argümanları zorlaştırdığını belirtti.

Savaşın ortasında insanların verdiği kararlar özgür iradeye dayanabilir mi?

En büyük tartışma, göçün gönüllü olup olmayacağı üzerine yoğunlaşıyor. İsrail’de aşırı sağcı siyasetçiler, göçü teşvik etmenin “ahlaki çözüm” olduğunu savunuyor. Ancak hukukçular, savaşın ortasında insanların verdiği kararların gerçekten özgür iradeye dayanıp dayanmadığının sorgulanması gerektiğini belirtiyor.

Filistin Politika ve Anket Araştırmaları Merkezi’nin mayıs ayında yaptığı araştırmaya göre, Gazzelilerin %43’ü savaştan sonra göç etmeye istekli olduğunu ifade etti. Özellikle genç ve eğitimli erkeklerin bölgeden ayrılma eğilimi yüksek.

Merkezin Direktörü Halil Şikaki, Gazze'den ayrılma ihtimali en yüksek olan grubun genç ve eğitimli erkekler olduğunu, bunun da Gazze'deki beyin göçüne katkıda bulunabileceğini söyledi.

"Savaş öncesi anketlere göre, bu grubun üçte ikisi ila dörtte üçü ekonomik ve güvenlik nedenleriyle Gazze'den ayrılıp başka bir yere gitmeye istekliydi," dedi. Birçoğunun Avrupa, ABD, Kanada, Arap Körfez ülkeleri veya Türkiye'ye taşınmakla ilgilendiğini belirtti. Ancak İsrail ve Mısır sınırlarının kapalı olması, bu imkânı çoğu kişi için erişilemez kılıyor. Bu durum, Gazze’de ayrıca bir “beyin göçü” riskini gündeme getiriyor.

İsrailli insan hakları ve hukuk örgütü Gisha, İsrail’in insanlara diledikleri zaman geri dönebilecekleri garantisini vermemesi halinde tüm bu planların “zorla yerinden etme” olarak nitelendirileceğini vurguluyor.

Uluslararası tepkiler ve etnik temizlik 

Birleşmiş Milletler, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Malezya gibi aktörler, bu planın etnik temizlik riskini barındırdığını açıkladı. Güney Sudan ve Somaliland hükümetleri görüşmelere katıldıkları iddialarını reddederken, Libya ve Suriye yetkilileri yorum yapmadı. ABD’li yetkililer ise, İsrail’in Afrika ülkeleriyle yürüttüğü temaslarda Washington’un doğrudan taraf olmadığını söylüyor.

Kişisel hikâyeler: Gazze’den çıkış mücadelesi

Gazze’de yaşayan birçok insan evsiz kaldı, 61 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Üniversiteye kabul edilen veya ikinci pasaport sahibi olan az sayıdaki Filistinli bölgeden ayrılabildi. Örneğin 24 yaşındaki Gazzeli Ramez Musmar, Dublin Trinity College’den kabul alarak İrlanda hükümetinin desteğiyle Gazze’den ayrılmayı başardı. Ancak babasını savaşta kaybeden Musmar, Gazze’de kalan annesi ve kardeşlerinin güvenliği için endişeleniyor. Onun hikâyesi, binlerce Gazzelinin yaşadığı ikilemi özetliyor: kalmak ölümcül bir risk, gitmek ise belirsizlik ve geri dönememe ihtimalini barındırıyor.

Kaynak: Wall Street Journal
Fotoğraf:Reuters/Mahmoud Issa 

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın