Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Hukuk Fakültesi’ne başta Kosova ve Makedonya olmak üzere Balkan ülkelerinde bulunan üniversitelerden yatay geçiş yapan hukuk öğrencileri, mezuniyetleri sonrasında denklik mağduriyeti yaşıyor. Eğitimlerinin en az %70’ini UKÜ’de tamamladıkları halde, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından diplomaları tanınmıyor.
Mezunlar UKÜ tarafından uyarı yapılmadığını, üniversite tarafından sorumluluk alınmadığını iddia ediyor
UKÜ Hukuk Fakültesi mezunlarından Hasan Kalaycı, Türkiye'de YÖK aleyhine açtığı davayı ve istinafı kazanmasına rağmen, YÖK’ün Mahkeme kararını uygulamayıp farklı gerekçelerle denklik vermemeye devam etmesinin şokunu yaşıyor. Üstelik ne YÖK ne KKTC’deki 23 üniversiteyi denetlemekle yükümlü YÖDAK (Yükseköğretim Kurumları Denetleme ve Akreditasyon Kurulu) ne de KKTC Milli Eğitim Bakanlığı bu durum karşısında Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ne herhangi bir yaptırım uygulamış değil.
Kalaycı gibi, Ankara’da açtıkları denklik davalarını ve istinaf süreçlerini kazanan UKÜ Hukuk Fakültesi mezunları arasında, Erdoğan Kılınç, Ali Ünal, Mehmet Ali Seren, Yusuf Coşkuner ve Mesut Şan da yer alıyor.
YÖK, kaybettiği bu davalarda, 2018’den önceki kılavuzlarında yer almamasına rağmen, KKTC’deki UKÜ’ye yatay geçiş yapan T.C. öğrencileri için YGS/LYS’ye girme, başarı sırası, taban ve baraj puanı şartlarının 2018 öncesi için de geçerli olduğunu savundu.
Mahkeme, YÖK’ün bugüne kadar yürürlüğe koyup geri aldığı kararlar da dâhil olmak üzere ilgili tüm yönetmeliklerini inceledikten sonra, söz konusu UKÜ mezunlarının açtığı her davada aynı sonuca vardı: Kılavuzda yer almayan hiçbir şartın bu mezunlardan talep edilmesi hukuken mümkün değildir. Ayrıca, yurt dışındaki üniversitelerden KKTC’deki üniversitelere yatay geçişlerde uygulanacak kriterlerin, 2018’den önce yatay geçiş yapanları kapsamayacağı ve bu mezunların denklikleri için ek koşullar öne sürülemeyeceği karara bağlandı. Bu kararların hepsi onandı. YÖK’ün verdiği denklik reddi kararları Mahkeme emriyle iptal edildi.
İstinafta onanmış bu kararlara karşın YÖK, bahse konu UKÜ Hukuk Fakültesi mezunlarının yurt dışındaki üniversitelerden KKTC’deki UKÜ’ye “usulsüz yatay geçiş” yaptıkları iddiasını öne sürerek, yıllardır denklik vermemeye devam ediyor.
Mahkeme kararlarını uygulamadığı belirlenen YÖK, her ne kadar “usulsüz yatay geçiş” iddiasını öne sürse de, bu iddiayı destekleyecek şekilde UKÜ’ye herhangi bir ihtar göndermedi ve ileri bir soruşturma başlatılması için hukuki bir adım atmadı.
YÖK’ün bu iddiasına karşın YÖDAK da üniversiteye herhangi bir yaptırım uygulamadı. Oysa, KKTC Yükseköğretim Kurumları Denetim Tüzüğü’nün 9. maddesinin 4. fıkrası, Ç bendi, bir yükseköğretim kurumunun yatay geçiş mevzuatına aykırılıkla ilgili bir ihbar bulunması veya makul bir şüphenin oluşması hâlinde, söz konusu kurumun ileri disiplin soruşturmasına tabi tutulacağını açıkça hükme bağlıyor.
YÖK, denklik vermediği mezunlara “usulsüz yatay geçiş” yaptıklarını iddia ederken, bu geçişleri kabul eden UKÜ hakkında neden herhangi bir soruşturma başlatılmasını sağlamadı? Eğer YÖK’ün iddiaları doğruysa, UKÜ’nün yatay geçiş öğrencilerinin kayıtlarının mevzuata uygunluğunu yeterince denetlemediği düşünülebilir. Peki, bu durumda YÖDAK neden harekete geçmedi?
Eğer buradan Mahkeme kararlarının haklı olduğu ve mezunlara denklik verilmesi gerektiği sonucu çıkmıyorsa, neden bedeli mezunlar öderken UKÜ hiçbir sorumluluk üstlenmek zorunda kalmadı?
Dosyamızın devamında, YÖK’ün UKÜ nezdinde bir inceleme başlattığını ve 2015-2018 yılları arasında yapılan öğrenci kayıtlarının hukuka uygun olduğunun tespit edildiğini, hatta UKÜ’ye “teşekkür edildiği”ni göreceğiz.
Eğer UKÜ’nün yatay geçişli kayıtlarında herhangi bir sorun yoksa ve Mahkeme kararları da bu durumu açıkça ortaya koyuyorsa, bu mezunlar neden hâlâ denkliklerini alamıyor?
Mikro-Makro’nun ulaştığı listeye göre, denkliklerini alamayan UKÜ Hukuk Fakültesi mezunlarının toplam sayısı 67!
Bu mağdurlar arasında Erdoğan Kılınç da bulunuyor. Kılınç, 2018’de avukatlık stajını tamamlamasına rağmen, diplomasına denklik verilmediği için yıllardır Türkiye’de avukatlık yapamıyor. Ayrıca Kılınç, 2022 yılında kamu hukuku yüksek lisans eğitimini de aldığı UKÜ’ye karşı KKTC’de dava açmaya hazırlanıyor.

STS sınavı denklik değil, elemeye dönüşmüş durumda
Mikro-Makro’nun, gazeteci Serdinç Maypa ile birlikte yaptığı görüşmede Kılınç’ın aktardıklarına göre, Mahkeme kararlarına rağmen denklik verilmeyen mezunlara zorunlu tutulan Seviye Tespit Sınavı (STS), gerçek bir ölçme-değerlendirme aracı olmaktan çıkmış ve sistematik bir eleme mekanizmasına dönüşmüş durumda.
Örneğin, 2021 yılında Hacettepe Üniversitesi’nin yaptığı hukuk alanı STS’de sınava giren 467 adayın hiçbiri başarılı olamadı. İtirazların ardından bazı adayların puanları artsa da, sınavı kazanan yine çıkmadı. Bazı yıllarda nadiren başarılı olan adaylar ise öğrencinin tercih edeceği 3 devlet üniversitesinden birinde, 12 ila 19 dersten oluşan ve en az iki yıl süren bir eğitim programına tabi tutuluyor.
STS’nin zorluğu, hakimlik ve savcılık sınavlarını dahi geride bırakıyor. Örneğin,
►2021 STS’sinde, mahkemelerin 8-10 yılda sonuçlandırabildiği “Miras Denkleştirme Davası” soruldu.
►2025 STS’sinde ise, İslam hukuku Mecelle’deki kadının boşanma usulü “Talak” sorusu yer aldı.
Ayrıca sınav soruları ve cevap anahtarları kamuoyuna açıklanmıyor ve yaklaşık 500 adayın hiçbirinin asgari başarı kriteri olan 40 puanı dahi geçemediği belirtiliyor. Bu tablo, sınavın amacının bilgi ölçmekten çok, yurt dışı hukuk mezunlarının denklik almasını sistematik biçimde engellemek olduğunu düşündürüyor.
Kılınç şu ifadeleri kullanıyor: “Yurt dışından yatay geçiş yaparak KKTC üniversitelerinin hukuk fakültelerinden mezun olan, yatay geçişleri Mahkeme kararlarıyla hukuka uygun bulunan ve avukatlık stajlarını tamamlayan pek çok hukukçu, avukatlık ruhsatı verilmediği için mağdur edilmektedir. Mahkeme kararları uygulanmıyor; ÖSYS Kılavuzu’nda yer alan KKTC diplomaları için hâlâ denklik belgesi şartı aranıyor. YÖK ise Mahkeme'nin iptal kararlarını dikkate almayıp, sürekli yeni gerekçeler öne sürerek diploma denklik taleplerini yeniden reddediyor. 2017, 2018 ve 2019 yıllarında KKTC hukuk fakültelerinden mezun olan ve davaları kazanmasına rağmen hâlâ avukatlık yapamayan yaklaşık 100 hukukçu, idarenin hukuksuz uygulamaları nedeniyle mağdur edilmiştir.”
Mahkeme kararları açık: Denklik hakkı var, ancak YÖK kararı uygulamıyor! UKÜ ve YÖDAK ise adım atmıyor
T.C. Ankara İdare Mahkemelerinde YÖK’e karşı açılan çok sayıda denklik davasında, Mahkeme tarafından Türkiye’nin 1 Mart 2007’de yürürlüğe koyduğu Avrupa Bölgesinde Yükseköğretim ile İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme'nin (Lizbon Tanıma Sözleşmesi) esas alınması gerektiği vurgulandı.
Mahkemeler, Anayasa’nın 90. maddesine atıf yaparak, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir” ilkesini hatırlattı. Kararlarda ayrıca, Birleşmiş Milletler Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 26. maddesinde yer alan “ahde vefa” kuralına dikkat çekilerek, “Yürürlükteki bir antlaşma tarafları bağlar ve taraflar bu antlaşmayı iyi niyetle uygulamak zorundadır” denildi.
Mahkeme kararlarında, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında imzalanan “Üniversitelerin Karşılıklı Tanınmasına Dair Milletlerarası Antlaşma” ya da atıf yapıldı. Antlaşmanın diğer hükümlerinin yanı sıra özellikle 4. maddesine dikkat çekilerek, KKTC hukukuna göre kurulmuş üniversitelerden alınan ön lisans ve lisans diplomaları için ayrıca denklik işlemi yapılmasına gerek olmadığı belirtildi. Ancak, diploma sahteciliği şüphesi doğması hâlinde bu durumun YÖK tarafından araştırılabileceği ifade edildi.
KKTC mezunlarının davalarında Mahkeme, YÖK’ün kendi kararını dayanak gösterdi
Ankara 9. İdare Mahkemesi, davalarda YÖK’ün 31 Mart 2016 tarihli ve 2016.05.184 sayılı kararına da dikkat çekti. Bu kararda, ÖSYS Kılavuzu’nda yer almayan bir yurt dışı yükseköğretim kurumunda eğitime başlayıp, daha sonra kılavuzda yer alan bir kuruma yatay geçiş yapan ve ÖSYM tarafından yerleştirilmiş öğrencilerle aynı diploma ve transkripti ibraz edenlerin, öğrenimlerinin en az %70’ini kılavuzda yer alan programda tamamlamaları hâlinde, diplomalarının ÖSYM ile yerleşen adaylarla aynı şekilde işleme tabi tutulması, yani denk kabul edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştı.
Mahkeme, YÖK’ten talep ettiği belgeleri inceleyerek, bu kararın 2018 yılına kadar hâlen yürürlükte olduğunu tespit etti.
Bir davada, davacı Hasan Kalaycı’nın eğitime başladığı Kosova’daki Iliria College Üniversitesi’nin ÖSYS puanı aramadan öğrenci kabul ettiği, ancak Kalaycı’nın eğitiminin %88,48’ini ÖSYM Kılavuzu’nda yer alan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’nde tamamladığı ve ÖSYM ile yerleşen öğrencilerle bire bir aynı diploma ve transkripti sunduğu tespit edildi.
Mahkeme, bu nedenle Kalaycı’nın diplomasının denk sayılması gerektiğine, aksi yönde tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğuna karar verdi. YÖK Tanıma ve Denklik Hizmetleri Daire Başkanlığı’nın 19 Şubat 2019 tarihli diploma denklik başvurusuna ilişkin 27 Kasım 2020 tarihli ret kararı iptal edildi.
YÖK’ün kararı istinafa taşıması üzerine, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi de alt mahkemenin kararını esastan oybirliğiyle yerinde buldu.
YÖK kesinleşmiş Mahkeme emirlerine rağmen kararı hâlâ uygulamıyor, Kalaycı ve dava kazanan diğer mezunlar yine mağdur
Yüksek Mahkeme kararına karşın YÖK, Kalaycı hakkında verilen kararı da uygulamadı. Mahkeme sürecinde davayı kaybeden YÖK, bu kez “Mahkemenin konuları birbirine karıştırdığını” öne sürerek, Kalaycı’nın Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ne usulsüz şekilde yatay geçiş yaptığını iddia etmeyi sürdürdü ve denklik belgesini vermedi.
Aynı YÖK, UKÜ’nün sözde “usulsüz” yatay geçişle öğrencileri kabul etmesi iddiasını haklı çıkaracak şekilde üniversiteye yönelik YÖDAK nezdinde herhangi bir bildirimde bulunmadı.
Kalaycı, söz konusu Mahkeme kararının ardından yalnızca dokuz ay boyunca avukatlık yapabildi. Daha sonra YÖK, “Eğitim aldığı ülkede yeterli süre kalmadığı” iddiasıyla yeni bir karar aldı ve Kalaycı’nın avukatlık ruhsatı iptal edildi. Kalaycı’nın YÖK’e karşı açtığı yeni davalar hâlen devam ediyor.
Erdoğan Kılınç, Ali Ünal, Mehmet Ali Seren, Yusuf Coşkuner ve Mesut Şan gibi UKÜ Hukuk Fakültesi mezunları da, davalarını kazanmalarına ve kararları istinafta onatmalarına rağmen hâlâ YÖK’ten denklik alamayan mezunlar arasında yer alıyor.
İlgili Mahkeme kararlarının tamamını aşağıdaki pencereden kaydırarak inceleyebilirsiniz:
Yatay geçişli 67 UKÜ mezunu denkliği alamadı
Erdoğan Kılınç’ın aktardığına göre, yalnızca UKÜ’ye yatay geçiş yapıp UKÜ Hukuk Fakültesi’nden mezun olan ve hâlâ denklik alamayan hukukçuların sayısı 67.
KKTC dışındaki hukuk fakültelerinden UKÜ’ye yatay geçiş yapan bu öğrenciler, mezuniyetlerinin ardından denklik alamadıkları gibi, üniversiteye kayıt yaptırdıkları sırada sürece dair hiçbir uyarı almadıklarını ve verdikleri çok sayıda dilekçeye rağmen UKÜ’nün mezunların denklik sorununu çözmek için yıllardır hiçbir adım atmadığını, herhangi bir girişim başlatmadığını ileri sürüyor.
Oysa, TC-KKTC arasındaki Milletlerarası Antlaşma’ya dayanarak 2014 yılında YÖK ile YÖDAK arasında imzalanan protokolde, eğitimle ilgili ders içerikleri, müfredat, eğitime devam vb. tüm hususların iki ülke yetkililerinden oluşan “Ortak Komisyon” tarafından denetleneceği ve bu denetimler sonucunda hazırlanacak raporların YÖK, YÖDAK ve üniversitelerle paylaşılacağı açıkça karara bağlanmıştı.
UKÜ’deki yatay geçişler Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafında denetlendi: Kayıtların hukuka uygun olduğu bildirildi
Kılınç’ın ifadelerine göre, ayrıca UKÜ’ye yapılan yatay geçişler Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından da denetlenmiştir. Kurul üyesi Prof. Dr. Yaşar Bülbül tarafından UKÜ’ye gönderilen 02.05.2018 tarih ve YDK.13.2018/68 sayılı bilgi, belge talepli yazıda,
“1-) Son üç yıl içerisinde üniversitenize diğer üniversitelerden (yurtiçi-yurtdışı) yatay geçiş yapan tüm öğrencilere ilişkin yazımızın ekinde yer alan formun eksiksiz doldurulması (listelerin ayrıca dijital olarak gönderilmesi),
2-) Son üç yıl içerisinde üniversitenize ait yatay geçiş kontenjanlarına yönelik kurul kararları ve bölüm bazlı kontenjan listelerine ilişkin alınan kararlar ve diğer tüm bilgi ve belgelerin tasdikli örnekleriyle tüm evrakların 25.05.2018 tarihine kadar aşağıda belirtilen adresime gönderilmesi hususunda gereğini rica ederim.” denilmiştir.
Kılınç’ın aktardığına göre, UKÜ Rektörü Halil Nadiri imzalı yazıda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu üyesi Prof. Dr. Yaşar Bülbül’e şu ifadelerle yanıt verilmiştir:
“Söz konusu yazınızla ilgili size iletmiş olduğumuz 15 Mayıs 2018 tarihli yazımız sonrasında, yaptığımız telefon görüşmesi neticesinde detaylı bir çalışma yapılarak ekte sunulan bilgiler, bilgi ve değerlendirmenize sunulmuştur.”
Bu sürecin ardından, Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından yapılan değerlendirmede, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ne yatay geçiş yapan öğrencilerle ilgili herhangi bir sorun bulunmadığı, yapılan öğrenci kayıtlarının hukuka uygun olduğu ve UKÜ’ye teşekkür edildiği belirtilmiştir.
“İhmali yolla haksız fiil” niteliğinde değerlendirilebilecek bir tablo
Kurumlar, resmi yazışmalarında her şeyin hukuka uygun olduğunu karşılıklı olarak tespit etmiştir. Ancak, tüm bu denetim sonuçlarına rağmen kararlar bu tespitlerle uyumlu verilmediği için öğrenciler mağdur edilmiştir.
Denklik sürecinde asıl yaptırımın üniversiteye değil, %70 eğitim şartını yerine getiren mezunlara uygulanması, UKÜ’nün bu hukuk tanımaz sürece kayıtsız kalmasına yol açmış görünüyor. Ayrıca üniversitenin, dava kazanmış mezunlarının denklik sorunlarını çözmek için herhangi bir girişimde bulunmaması, KKTC hukukunda Haksız Fiiller Yasası'nda tanımlanan, “ihmali yolla haksız fiil” niteliğinde değerlendirilebilecek bir tablo ortaya çıkarıyor.
Bu yaklaşım, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne KKTC dışındaki üniversitelerden yatay geçiş yapan birçok mezunun kazanılmış haklarının fiilen yok sayılmasına neden oluyor. İddialara göre UKÜ, denklik alamayan mezunların başvuruları karşısında yıllardır somut hiçbir adım atmamış.
Türkiye’de 2007’de yürürlüğe giren ve kamuoyunda “Lizbon Tanıma Sözleşmesi” olarak bilinen “Avrupa Bölgesinde Yükseköğretime İlişkin Niteliklerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme”, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yurt dışından alınan yükseköğretim yeterliliklerinin tanınmasını düzenleyen temel uluslararası belgedir. 1997’de imzaya açılan sözleşme, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 57 ülke tarafından imzalanıp onaylanmış ve Avrupa Konseyi ile UNESCO tarafından hazırlanmıştır.
Lizbon Sözleşmesi, imzacı ülkelerin tanıma makamlarının, yabancı bir üniversiteden alınan yeterliliği, ulusal yeterlilikten “önemli ölçüde farklı” olmadığı sürece tanımak zorunda olduğunu açıkça belirtir.
YÖK Hukuk Bilim Alanı Danışma Komisyonu (BAD) Raporu’nda Kıbrıs’ta aldığı eğitimin yetersiz olduğu iddia edildi
Mahkeme kararlarına rağmen YÖK’ün sürekli yeni gerekçeler öne sürerek denklik vermekten kaçındığını belirten mezun Erdoğan Kılınç, ÖSYS kılavuzlarında yer alan KKTC üniversitelerinden alınan diplomalar için denklik belgesi talep edilmesini hukuka aykırı buluyor.
Kılınç, akreditasyonu bizzat YÖK tarafından yapılmış ve milletlerarası anlaşmaya göre Türkiye’de Türk hukukuna göre kurulmuş kabul edilen, ÖSYM kılavuzunda yer alan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi için, “yetersiz eğitim verildiği” iddiasıyla STS + lisans tamamlama şartı getirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguluyor.
Erdoğan Kılınç’a göre, “hakkında hazırlanan sözde YÖK Hukuk Bilim Alanı Danışma Komisyonu (BAD) raporunda,
►UKÜ’de aldığı eğitimin yetersiz olduğu,
►Türkiye Yeterlilikler Çerçevesi Anlaşması yönetmeliğinde belirtilen herhangi bir yetkinlik kazanmadığı,
►Türk pozitif hukuku açısından ders içeriklerinin Türk hukuk eğitiminde verilen derslere uygun olmadığı” iddia edildi.
Bu raporun, UKÜ’nün ÖSYM kılavuzundan çıkarılmasına yol açabilecek nitelikte, skandal bir karar olduğunu ileri süren Kılınç, bunun KKTC’nin “Eğitim Adası” olma hedefini zedelediğini söyledi. Artık meselenin kendi şahsi denklik sorununu aştığını, “milli” bir mesele hâline geldiğini vurgulayan Erdoğan Kılınç, her iki ülkenin yetkililerinin acilen bu soruna çözüm bulması gerektiğini ifade etti.


KKTC yükseköğretimi mi hedef alınıyor?
Tüm bu gelişmeler, akıllara şu soruyu getiriyor: Sadece YÖK’ün tanıdığı bir üniversiteden yatay geçiş şartının konulması, öğrencilerin KKTC’deki üniversiteleri tercih etmemesi için mi planlandı?
Denklik sorunlarının çözülmemesi ve Mahkeme kararlarının uygulanmaması, KKTC’deki yükseköğretim sistemine duyulan güveni sarsıyor. Mikro-Makro’ya, isimlerinin açıklanmaması şartıyla konuşan YÖDAK sürecini yakından bilen bazı kaynaklar, bu gidişatın KKTC üniversitelerine yönelik sistematik bir darbe niteliği taşıdığını öne sürdü.
Ayrıca, KKTC’deki bazı üniversitelerin, ileride yaşanabilecek denklik sorunlarında sorumluluktan kaçınmak amacıyla öğrencilerine imza attırdığı iddiası dile getirildi. Mikro-Makro, bu iddiaya ilişkin araştırmalarını sürdürüyor.
YÖK’ün 2017’de aldığı kararlara göre, yurt dışından Türkiye’deki üniversitelere yatay geçişlerde, Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık ve Öğretmenlik gibi bölümler için ilgili yılın ÖSYS Kılavuzu’nda belirtilen başarı sıralaması şart koşuldu. Bu kararlar 2017-2018 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulandı.
Buna karşın YÖK, 2017’de getirilen bu başarı sıralaması şartının, 2017 öncesindeki yatay geçişler için de geçerli olduğunu ileri sürmektedir.
YÖK, Mikro-Makro’nun incelediği belgelerde yer aldığı üzere, mezun Kalaycı’ya karşı Mahkeme’de yaptığı savunmada şu iddiada bulundu:
“Türkiye’de yapılan yükseköğretime geçiş sınavlarından muaf olmasına bir yol olarak görülüp yurt dışında bir üniversiteye kayıt yaparak Kuzey Kıbrıs’ta ki bir üniversiteye veya Türkiye’deki bir üniversiteye usulsüz yatay geçişler Kurulumuzun çok önceden ve hassasiyetle gösterdiği bir konudur. Üniversite denetimlerinde Kurulumuzun en öncelikli konularından biri bu tanesini oluşturmaktadır.”
Bu yaklaşım, eğitimde kalite kadar, fırsat eşitliği ilkesine de aykırı görülüyor. Oysa, fırsat eşitliğinin sağlanması ve geliştirilmesi amacıyla Uluslararası Lizbon Tanıma Sözleşmesi ile TC-KKTC arasında imzalanan Milletlerarası Eğitim Anlaşmaları yürürlüğe konulmuştur.
UKÜ: “Diplomamız ve verdiğimiz eğitim ile mezunlarımızın yanındayız”
Mikro-Makro’nun ulaştığı Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi yetkilisi Prof. Dr. Erbuğ Çelebi, konuyu üniversitenin hukukçuları ile görüştükten sonra detaylı bir açıklama yapabileceklerini belirtti; ancak bir öğrencinin UKÜ’den mezun olmuşsa o diplomayı hak ettiğini özellikle vurguladı.
Çelebi, T.C. uyruklu öğrencilerin denklik sürecinde pek çok parametrenin dikkate alındığını da ifade ederek, “Diplomamız ve verdiğimiz eğitim ile mezunlarımızın yanındayız” dedi.
Mikro-Makro, UKÜ’den söz verildiği gibi detaylı bir açıklama yapılması hâlinde bu açıklamayı da yayımlayacaktır.
Fakat gerçek olan şu ki, bu yatay geçişle yerleşip mezun olanlar; ÖSYM sınavı ile yerleşen öğrencilerle aynı hocalardan ders almış, aynı sınavlara girip başarılı olmuş, aynı diploma ve transkripti alarak mezun olmuştur. Böylece YÖK’ün 184-185 sayılı kararlarında belirtilen tüm koşulları yerine getirmişlerdir.
Tüm bunlara rağmen bu mezunların yıllardır mağduriyet yaşaması, meselenin en çarpıcı yönünü oluşturmaktadır.
YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Aykut Hocanın: Denklik alamamış sadece 2 UKÜ mezunu YÖDAK’a başvurdu
Yaklaşık 1,5 yıl önce YÖDAK Başkanlığı’na atanan Prof. Dr. Aykut Hocanın, göreve başladığından bu yana YÖDAK’a başvuran yalnızca iki UKÜ mezunu hakkında karar verdiklerini açıkladı.
Hocanın, T.C. vatandaşlarının denklik alabilmeleri için YKS sınavı ile yerleşmiş olmaları gerektiğine dair YÖK yönetmeliklerinin bulunduğunu belirtti. Ayrıca, YÖK’ün fırsat eşitliği sağlamak amacıyla, YKS’ye girmeyen T.C. öğrencilerine, KKTC’deki bir üniversiteden mezun olsalar bile denklik vermediğini ifade etti.
2009 tarihli ‘Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukukuna Göre Kurulmuş Olan Üniversitelerin Karşılıklı Tanınmasına Dair Milletlerarası Anlaşma’nın 6’ıncı Maddesi’nde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üniversitelerinde öğrenim gören Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları bakımından, ön lisans ve lisans öğrenimindeki yatay ve dikey geçişlerle ilgili olarak, Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş kriter ve esaslar uygulanır.” dendiğine atıf yaptı.
YÖDAK Başkanı, bu madde uyarınca YÖK’ün zaman içinde değişen yönetmeliklerinin T.C. uyruklu öğrenciler için uygulandığını belirtti.
YÖDAK Başkanı mağdur olan UKÜ mezunlarının, toplu şekilde YÖDAK’a başvurabileceklerini belirtti
“T.C. mezunları için sorumlu YÖK’tür” diyen Prof. Dr. Aykut Hocanın, 2017 öncesindeki eski yönetmelikler nedeniyle mağdur olan UKÜ mezunlarının, toplu şekilde YÖDAK’a başvurabileceklerini ifade etti.
Kendisinin bilgisi dâhilinde, iki mezunun dilekçesi üzerine konunun incelendiğini ve bu dilekçelere yanıtların da YÖDAK Kurulu kararıyla verildiğini belirtti.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin tüm kanun yolları kapalı ve kesin kararlarına rağmen hâlâ denklik alamayan mezunlar ile sorumluluk üstlenmeyen üniversiteler karşısında, YÖDAK’ın neden Denetim Tüzüğü’nü uygulamadığını sorduğumuzda, önceliğin meselenin YÖK ile çözülmesine verildiğini ifade etti.
Denkliğini alamayan mezun Kılınç: Toplu olarak YÖDAK yetkilileriyle görüştük, yazılan dilekçelere konuyu geçiştiren yanıtlar verildi
Mağdur mezunlardan Erdoğan Kılınç ile yaptığımız görüşmede, Kılınç geçmiş yıllarda her yıl yaklaşık 20-25 kişilik gruplar hâlinde Kıbrıs’a geldiklerini, Milli Eğitim Bakanlığı, UKÜ ve YÖDAK yetkilileriyle görüştüklerini anlattı. Yapılan toplantılarda, bir temsilci seçilerek mağduriyetin yetkililere iletilmesi gerektiğinin kararlaştırıldığını, ancak tüm mağdurlar adına yazılan dilekçelere, konuyu geçiştiren ve somut bir adım içermeyen yanıtlar verildiğini iddia etti.
Erdoğan Kılınç, KKTC Ankara Büyükelçiliği Eğitim Ateşeliği’ne 15 Kasım 2024’te bir şikâyet dilekçesi ile başvurduğunu ve ekinde bir klasör dolusu belge sunduğunu anlattı. Kılınç, bu dilekçede yıllardır süren Diploma Denklik Krizi’ni ve Türkiye ile KKTC tarafında yaşanan tüm gelişmeleri ayrıntılı şekilde aktardığını belirtti.
Kılınç, dilekçesine yanıt almak için defalarca telefon ettiğini, sonuç alamayınca bizzat Ankara’ya giderek neden cevap verilmediğini sorduğunu aktardı. Elçilik yetkilileri ise, şikâyet edilen KKTC Milli Eğitim Bakanlığı, YÖDAK ve UKÜ’ye resmi yazılar gönderildiğini; ancak bu yazılara dokuz aya yakın süredir yanıt gelmediği için kendisine de dönüş yapılamadığını ifade etti.
Kılınç, bu durumu 29 Temmuz 2025’te KKTC Dışişleri Bakanlığı’na verdiği yeni bir dilekçe ile bildirdi.
“Bir İngiliz veya bir Fransız kendi sömürgesine bile yapmaz”
Kılınç son olarak şöyle konuştu:
“KKTC’nin bir ‘Eğitim Adası’ olmasını canıgönülden istiyorum. Kıbrıs’ı çok seviyorum, ben bir Kıbrıs mezunuyum. Bugün kendimi, Beşparmak Dağları’na tankı çıkaran askerin ruh hâlinde hissediyorum.
Onca emekle aldığımız diplomaların sağladığı hak ve yetkileri kullanmamızı engelleyenler; YÖK’ün içindeki hukuk fakirleri, KKTC tarafında denklik vermeyenlere sessiz kalanlar ve T.C. ile KKTC arasında imzalanmış Milletlerarası Anlaşmaya dayalı olarak YÖK ile YÖDAK arasındaki ortak komisyonu işletmeyenlerdir. Bize çok büyük bir haksızlık yapılıyor.
YÖK’ün hakkımda hazırladığı sözde Bilimsel Alan Danışma Komisyonu (BAD) raporunda yer alan, hiçbir bilimsel araştırmaya dayanmayan ve UKÜ’nün hukuk eğitiminin yetersiz olduğu yönündeki ifadeleri, bir İngiliz veya bir Fransız kendi sömürgesine bile yapmaz.
Bu mesele artık Erdoğan Kılınç’ın şahsi denklik meselesi olmaktan çıkmıştır; KKTC’nin ‘Eğitim Adası’ olma idealine vurulmuş çok ağır bir darbedir. Bu artık milli bir meseledir.”
Yorumlar