KIB-TEK’in kendi personelinin hatası nedeniyle onlarca şirkete 40 bin TL’nin üzerinde fatura göndermesi tartışmalara neden oldu. Kimine 200 bin TL, kimine 44 bin…

EL-SEN’in tüm uyarılarına rağmen zamanında özel bir şirkete verilen akıllı sayaç takma projesinde yaşanan sorunun ardından, KIB-TEK memurları apar topar binlerce sayaç takmak zorunda kalınca bazı teknisyen memurlar sayaçları hatalı bağlamış efenim. Bacağı ters bağlanan sayaçlar eksik kilowatt saat gösteriyormuş. Bu kilowatt farkını kapatmak için de KIB-TEK tüketicilere ekstra fatura gönderiyormuş. Güya olması gerekenden daha düşüğe kesilen faturaların farkı, 40 binmiş 200 binmiş her ne ise tüketiciler derhal ödeyecekmiş…

İyi İdare Yasası bir işe yarayacak mı test etmek için bulunmaz bir fırsat doğrusu… Mağdurlar, yasanın 15. maddesi gereği KIB-TEK’e dilekçe verip, KIB-TEK’ten 30 gün içerisinde yazılı ve gerekçeli cevap almazlarsa vatandaşın zararını da Kurum karşılamalı. E ama bunun için pek tabii yurttaş elektriği kesilmesin diye Kurum’a ödemeli bir 45 bin TL; sonra avukatına 10 bin TL’lik bir çek daha yazarak idari dava açmalı ve Mahkemeler’de grev mrev olmazsa 1 sene duruşmalara gidip gelmeli en iyi ihtimalle… Kazanır da ödediğini 365 gün geçtikten sonra 30 gün içinde geri alırsa ne âlâ... KIB-TEK de döner hatayı yapan memuruna, açar tazminat davasını ve ondan karşılar zararını yasaya göre. Memurlarına tazminat davası açmayı göze alacak daire yöneticilerini sendikalar bir yolunu bulup, iki günde çiğ çiğ yemezmiş gibi bu ülkede...

Bakalım bir başka örneğe: Geçtiğimiz haftalarda ‘ulusal dava’nın keskin savunucularının hayretle not etmesi gereken bir olay yaşandı; malumunuzdur muhtemelen: Hiç sevmedikleri ‘Rum’un kasabı Niko’dan aldıkları 600 kilo kaçak eti Metehan Sınır Kapısı’ndan geçirmeye çalışırken yakalanan gümrük memuru ile arkadaşı… Suçunu kabul etmiş gümrük memuru.

Varsayalım ki yaklaşık 10 yıldır, her hafta Niko’dan kilosu 4 Euro’dan kuzu eti alınıyor. Farz edelim ki alınan kuzu etinin Kuzey’deki kapıdan problemsiz geçişi karşılığında sus bedeli, kilo başına 1 Euro olsun. Haftada 3 kez Ortodoks, müteveffa kuzular kaçak olarak Metehan’dan geçecek olsa haksız kazanç haftada, küsuratla uğraşmazsak 2 ton etten 2 bin Euro eder. Bu da ayda 8 bin Euro; senede 96 bin Euro; 10 senede ise tam 960 bin Euro eder…

Güney’de kuzu eti 33 TL daha ucuz… Ülkeye kaçak et giriyor, bizim cebimizde kalması gereken her 1 Euro, yani 3.36 TL kaçakçılığa pek ‘cüzi’ bir bedel karşılığı göz yumanlara ve kabaca 30 TL’si de kaçakçılık yapan kasaplara kalıyor bu senaryoya göre…

Sokakta olayın aktörü erken emekli edilir, üstüne emekli maaşını da alır mı diye birileri spekülasyon yapıyordu dün. Zira yurttaş bu olayın da örtbas edileceğini düşünüyor. Çünkü vatandaş içinden devlet geçen hiçbir cümlenin sonunun okkalı bir ceza ile noktalanacağına inanmıyor.

Devletin kendinden menkul boş bir küme değil, içini her 2-3 senede bir değişen seçilmiş politikacıların işgal ettiği, dopdoluluktan patlayacak bir küme olduğu düşünülürse, yurttaş devleti yönetenlere ve pek çok idareye zerre kadar güvenmiyor.

O nedenle, derhal ‘İyi Politikacı Yasası’ çıkarılmalı. Seçilmiş siyasetçinin yalan söylediğine, yasalara uymadığına tanık olunduğunda kendisine derhal müdahale edilmeli. Bakın o zaman nasıl yurttaş yasaları didik didik edip, hakkını arıyor ve kurumların yöneticileri yasalara uyup, bakan/sendika korkusu olmadan hatalı memurlarına nasıl da dava açıyor...

Hep kendine çalışan, astığı astık kestiği kestik böylesi bir devleti yönetenler seviyesine yükselmeyi bu kadar önemsediklerine göre, politikacıların kanında faşizm yüzdesi yüksek olmalı… İdrar tahlillerine hiç girmeyelim!