Güney Kıbrıs’ta yazılı olarak istifasını sunmamasına karşılık istifa edeceğini söyleyen Kıbrıs Rum Başsavcı Yardımcısı Savvas Angelides'in Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodoulidis ile bir araya gelerek bazı endişelerini dile getirdiği bildirildi.
Belirli konularda bir değişiklik yapılmazsa Savvas Angelides’in Başsavcı Yardımcısı olarak görevde kalmaya ve sürekli hedef gösterilmeye artık razı olmadığı öne sürülüyor.
İkili arasındaki görüşme sızdırıldı ve Politis gazetesi, Angelides'in Hristodoulidis’e istifasını sunduğunu ancak Hristodoulidis’in istifayı kabul etmediğini ve yeniden değerlendirmesini istediğini iddia etti. Gazetenin Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndan güvenilir bir kaynağına göre, Angelides'i eleştirenlerin aksine, Hristodoulidis Başsavcı Yardımcısı’nı “yeri doldurulamaz” biri olarak görüyor ve bu yüzden onu elinde tutmak için adeta mücadele etti. Başsavcı Giorgos Savvides de aynı şekilde düşünüyor.
Ancak Fileleftheros gazetesi, Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ve Hukuk İşleri'nden kaynaklarına dayanarak Başsavcı Yardımcısı'nın istifa ettiğini kesin bir dille yalanladıklarını bildirdi.
Rum basınında çıkan haberlere göre Başsavcı Yardımcısı Savvas Angelides'in Hristodoulidis'e ilettiği iddia edilen temel meselenin, Yolsuzlukla Mücadele Kurumu ve kendisiyle ilgili şikâyetlerin incelenmesindeki gecikmeydi.
Savvas Angelides'in ayrıca organize suç, savcılık makamının işleyişi ve tehdit ve gasp gibi suç unsurlarıyla ilgili başka endişeleri de olduğu iddia edildi.
Politis gazetesi, Başsavcı Yardımcısı’nın en büyük endişesinin, Cezaevleri Müdürlüğü’nün kontrol edemediği bilinen bazı ağır suçlulardan aldığı telefon tehditleri olduğunu yazdı.
Gazete, Hukuk Servisi kaynaklarına dayanarak Angelides’in, hakkındaki şikâyetleri çekmecelerinde beklettikleri iddia edilen Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’nun bazı yetkililerinin tutumundan “rahatsız olduğunu” dile getirdiğini aktardı.
Söz konusu şikâyetlerin geçmişte karar verdiği takipsizlik (kovuşturmanın durdurulması) davalarıyla ilgili olduğu kaydedildi.
Güney Kıbrıs’ta 2014-2024 yılları arasında Sayıştay Başkanı olarak görev yapan Odysseas Mihailidis’in kurduğu reformist siyasi parti Alma Partisi, dün yayımladığı kapsamlı açıklamada, Başsavcı Yardımcısı Savvas Angelides hakkında bir dizi ciddi iddiayı kamuoyuyla paylaştı. Açıklama, hem geçmişteki yargısal süreçleri hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Kıbrıs Cumhuriyeti’ni mahkûm ettiği bir karara ilişkin sert eleştiriler içeriyor.
Alma Partisi’nin açıklaması, Angelides’in yıllardır “çıkar çatışması, cezai süreçlere müdahale ve kurumsal bağımsızlığı zedeleyen kararlar” içeren bir davranış kalıbı sergilediğini öne sürerek şu iddiaları sıraladı:
Casus siyah minibüs davası: “Kovuşturmayı bizzat üstelenip askıya aldı”
Parti, ilk olarak kamuoyunda “casus siyah minibüs” davası olarak bilinen dosyaya dikkat çekti.
Aralık 2022’de Parlamento Hukuk İşleri Komitesi’nde gündeme geldiği üzere Savvas Angelides’in, çıkar çatışması ihtimalinin bulunduğu bir dönemde casus minibüs davasındaki üç sanık hakkında açılmış cezai kovuşturmayı bizzat üstlenip askıya aldığı vurgulandı.
Açıklamada, Angelides’in bir akrabasının daha sonra soruşturmaya tabi tutulan ve Angelides’in kurucu ortağı olduğu hukuk bürosu tarafından kaydedilen şirketlerle ticari ilişkileri bulunduğu belirtilerek bunun “ağır bir çıkar çatışması görüntüsü” yarattığı ifade edildi.
Politis’in haberine dayanan iki ek dosya
Alma Partisi, Politis gazetesinin 10 Temmuz 2025 tarihli haberinde geçen ve Yolsuzlukla Mücadele Kurumu önünde bekleyen iki dosyayı da hatırlattı:
1. “Altın pasaportlar” bağlantısı
Angelides’in 2018’de Savunma Bakanı olmadan önce hissedarı olduğu büyük bir hukuk firmasının “altın pasaport” programını teşvik ettiği, ancak bu ilişkiyi Bakanlar Kurulu’na açıklamadığı iddia edildi.
Söz konusu şikâyet, AKEL Milletvekili Christos Christofides tarafından yapılmıştı. Sayıştay’ın, eski başkan Odysseas Mihailidis'in görevden alınmadan önce bu dosyaya ilişkin bilgileri Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’na ilettiği de belirtildi.
2. “Mal beyanı” dosyaları
Angelides’in, Anastasiadis hükümetinde bakan olduğu dönemde Parlamento’ya sunduğu iki mal beyanı bildiriminde bir şirket satın alımını ve borç devrini beyan etmediği iddia edildi.
Şikâyet anonim olsa da isim ve adreslerin dosya içinde yer aldığı ifade edildi.
AİHM kararına yansıdı: Angelides’in “seçici ve cinsiyetçi tutum” sergilediği belirtildi
Açıklamanın en dikkat çekici bölümlerinden biri AİHM’in N.T. v. Cyprus (28150/22) davası oldu.
Mahkeme, Temmuz 2025’te Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, Angelides’in bir cinsel şiddet davasında cezai kovuşturmayı askıya alması nedeniyle mahkûm etmişti.
Alma Partisi, AİHM kararının Angelides’in bir kadın tecavüz mağduruna karşı “seçici ve cinsiyetçi bir yaklaşım” sergilediğini ve bu kararın Demokratik Seferberlik Partisi (DISY) listesinden bir politikacı lehine alındığını açıkça ortaya koyduğunu vurguladı.
Eski müvekkilinin cezai kovuşturmasını askıya aldı, beraat ettirdi
Açıklamada ayrıca, Başsacvı Yardımcısı’nın polis tarafından “çok iyi tanınan” eski bir müvekkiline yönelik cezai kovuşturmanın askıya aldığı iddia edildi. Söz konusu kişinin daha önce Angelides tarafından bir davadan beraat ettirildiği, ancak daha sonra bir kişiyi öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanarak ağır bedensel zarar suçundan dört yıl hapis cezasına çarptırıldığı belirtildi.
“Hristodoulidis problemi daha da büyütüyor”
Alma Partisi, tüm bu dosyaların ardından Nikos Hristodoulidis’in, basına yansıyan bilgilere göre, Angelides ile toplantılar yaparak ve yemek yiyerek “rahatsızlık sebeplerini giderme” çabasına girdiğini belirtti.
Açıklamaya göre Hristodoulidis’in Angelides’i “vazgeçilmez” olarak nitelendirdiği iddiası, kurumsal çöküş endişelerini daha da derinleştiriyor.
Parti, bu tavrın Hristodoulidis’i Hukuk Servisi’nin yetersiz ve uygunsuz liderliğine ortak konuma getirdiğini, ayrıca Yolsuzlukla Mücadele Kurumu’nun bağımsızlığına duyulan saygı konusunda ciddi soru işaretleri oluşturduğunu ifade etti.
“Kurumların itibarı ve hukuk devleti tehlikede”
"Zaten 2025 Temmuz ayından bu yana Sayın Cumhurbaşkanı'ndan, Hukuk İşleri Başkanlığı'nın iki başkanını istifaya çağırmasını ve eğer istifa etmezlerse Anayasa'da öngörülen işlemleri başlatmasını talep ediyorduk; böylece Hukuk İşleri Başkanlığı'nın tamamen çökmüş olan itibarı etkin bir şekilde geri kazanılacak ve vatandaşın devlete ve kurumlarına olan güveni yeniden tesis edilecekti." denilen açıklama şu uyarıyla son buldu:
“Cumhurbaşkanı Hristodulidis bir süre daha ağır sorumluluklarından kaçamayacaktır. Dileğimiz, bunun farkına vardığında ülkenin kurumları için çok geç olmamasıdır.”
Kaynaklar: Politis – Fileleftheros – Alma











Yorumunuz