Yazılar

Bilişimden Polis'e

Cumhuriyet Meclisi’ne 3 Mart 2014 yılında sunulan ‘Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’, anımsanacağı üzere basında birçok tartışmaya sebep olmuş ve rafa kaldırılmıştı.

Yasa tasarısı, internet sağlayıcısı şirketlere, abonelerinin internet ortamındaki tüm kişisel verilerini ve her türlü erişimlerini 6 aydan 2 yıla dek saklamalarını şart koşuyor; yayın özgürlüğü açısından ise erişimi engelleyecek ve/veya kaldıracak şekilde bir dizi kısıtlamayı içeriyor. Öte yandan tasarı ne internet ortamında yasa dışı bete ne çocuk istismarına ne de pornografiye ceza getiriyor.

Türkiye’de, 2007’de yürürlüğe giren, 5651 numaralı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve

Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (Bkz. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr) eksik hali sayılabilecek Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, Kuzey Kıbrıs’ta Fasıl

154 olarak bilinen Ceza Yasası’ndan sadece ‘Zem ve Kadih’, ‘İntihara Teşvik’, ‘Dolandırıcılık’ ve ‘Genel Olarak Başkasının Kimliğine Bürünme’ adı altındaki suçların internet ortamında işlenmesini ‘bilişim suçu’ olarak değerlendiriyor.

İlginçtir ki yasa tasarısı Türkiye’deki yasadan farklı olarak, internet ortamında fuhuşu, çocukların cinsel istismarını, kumarı, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmayı ve sağlık için tehdit oluşturacak madde teminini pas geçiyor. Tasarı, çocukların internet ortamındaki cinsel istismarını ‘İnternet ortamında yapılan ve içeriğini cinsel anlamda müstehcen bir eyleme, reşit olmayan veya reşit görünmeyen bir kişinin katılımını gösteren görüntüler...’ olarak ele alarak istismarı sadece görüntüden ibaret kılıyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, KKTC’de yürürlükte olan ‘Şans Oyunları Yasası’na (31/2009), Ceza Yasası’nın ‘Çocukların Cinsel İstismarı’ (20/2014), ‘Kumarın Yasak Olması’ (67/1999), ‘Fuhuşa Teşvik’ (20/2014), ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime ve Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ (20/2014) vb. maddelerine bile referans yapmayarak internette çocukların en geniş anlamda cinsel istismarı, sanal bahis, gece kulübü web sitelerinde kadın bedeninin aşağılanarak teşhiri ve pornografi gibi pek çok önemli sorunu bilişim suçu kapsamında ele almıyor.

Bilişim adası yaratmaktan bahsederken ülkede Bilişim Suçları Yasası’nın olmaması yazılım ve internet sektörlerinde çalışan şirketlerle elektronik ortamda yayın yapan basın kuruluşları açısından da büyük problemler yaratıyor ancak yangından mal kaçırır gibi uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almadan böyle bir tasarıyı dayatmak da büyük riskler içeriyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’nın bu yöndeki eleştirileri dikkate alarak gözden geçirilmesine acil ihtiyaç olduğuna göre Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu neyi bekliyor olabilir?

Defaatle arayarak görüşmek istediğim Kurum yetkililerinin konunun muhatabının Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Başbakanlık olduğunu ifade etmelerine ne demeli...

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı, tasarıyı hazırlayan bir kurum olarak Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun tasarının doğrudan muhatabı olduğu açıktır. Yasa tasarısının tekrar hazırlanması için yeterli personele, ödeneğe ve gelire sahip olan Kurum’un bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.

Ülkede işlenen bilişim suçlarına ilişkin Polis’in genel tavrı ise Bilişim Yasası olmadığı için elinin kolunun bağlı olduğu yönündedir.

Oysa ‘Denetim altına alınan şans ve talih oyunlarının oynatılması dışında herhangi bir yerde, sokakta veya sanal ortamda herhangi bir şekilde kumar oynanması veya oynatılması yasaktır’ diyen Şans Oyunları Yasası Polis Örgütü’ne ‘yasa dışı bahis çetesi’ne müdahale hakkı tanıyor.

Polisimizin gece kulüplerinin web sitelerinde pornografik yayın yapanları yargıya taşıması için Fasıl 154’ün ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime veya Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ başlıklı 2014’te geçen yasa üzerinden hareket etmesi de yeterli.

Bu durumda ya Polis yasaları yeteri kadar bilmiyor ve hizmet içi teorik eğitimlerin derhal artırılması lazım ya da ihmal söz konusu…

Cumhuriyet Meclisi’ne 3 Mart 2014 yılında sunulan ‘Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’, anımsanacağı üzere basında birçok tartışmaya sebep olmuş ve rafa kaldırılmıştı.

Yasa tasarısı, internet sağlayıcısı şirketlere, abonelerinin internet ortamındaki tüm kişisel verilerini ve her türlü erişimlerini 6 aydan 2 yıla dek saklamalarını şart koşuyor; yayın özgürlüğü açısından ise erişimi engelleyecek ve/veya kaldıracak şekilde bir dizi kısıtlamayı içeriyor. Öte yandan tasarı ne internet ortamında yasa dışı bete ne çocuk istismarına ne de pornografiye ceza getiriyor.

Türkiye’de, 2007’de yürürlüğe giren, 5651 numaralı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve

Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (Bkz. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr) eksik hali sayılabilecek Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, Kuzey Kıbrıs’ta Fasıl

154 olarak bilinen Ceza Yasası’ndan sadece ‘Zem ve Kadih’, ‘İntihara Teşvik’, ‘Dolandırıcılık’ ve ‘Genel Olarak Başkasının Kimliğine Bürünme’ adı altındaki suçların internet ortamında işlenmesini ‘bilişim suçu’ olarak değerlendiriyor.

İlginçtir ki yasa tasarısı Türkiye’deki yasadan farklı olarak, internet ortamında fuhuşu, çocukların cinsel istismarını, kumarı, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmayı ve sağlık için tehdit oluşturacak madde teminini pas geçiyor. Tasarı, çocukların internet ortamındaki cinsel istismarını ‘İnternet ortamında yapılan ve içeriğini cinsel anlamda müstehcen bir eyleme, reşit olmayan veya reşit görünmeyen bir kişinin katılımını gösteren görüntüler...’ olarak ele alarak istismarı sadece görüntüden ibaret kılıyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, KKTC’de yürürlükte olan ‘Şans Oyunları Yasası’na (31/2009), Ceza Yasası’nın ‘Çocukların Cinsel İstismarı’ (20/2014), ‘Kumarın Yasak Olması’ (67/1999), ‘Fuhuşa Teşvik’ (20/2014), ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime ve Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ (20/2014) vb. maddelerine bile referans yapmayarak internette çocukların en geniş anlamda cinsel istismarı, sanal bahis, gece kulübü web sitelerinde kadın bedeninin aşağılanarak teşhiri ve pornografi gibi pek çok önemli sorunu bilişim suçu kapsamında ele almıyor.

Bilişim adası yaratmaktan bahsederken ülkede Bilişim Suçları Yasası’nın olmaması yazılım ve internet sektörlerinde çalışan şirketlerle elektronik ortamda yayın yapan basın kuruluşları açısından da büyük problemler yaratıyor ancak yangından mal kaçırır gibi uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almadan böyle bir tasarıyı dayatmak da büyük riskler içeriyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’nın bu yöndeki eleştirileri dikkate alarak gözden geçirilmesine acil ihtiyaç olduğuna göre Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu neyi bekliyor olabilir?

Defaatle arayarak görüşmek istediğim Kurum yetkililerinin konunun muhatabının Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Başbakanlık olduğunu ifade etmelerine ne demeli...

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı, tasarıyı hazırlayan bir kurum olarak Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun tasarının doğrudan muhatabı olduğu açıktır. Yasa tasarısının tekrar hazırlanması için yeterli personele, ödeneğe ve gelire sahip olan Kurum’un bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.

Ülkede işlenen bilişim suçlarına ilişkin Polis’in genel tavrı ise Bilişim Yasası olmadığı için elinin kolunun bağlı olduğu yönündedir.

Oysa ‘Denetim altına alınan şans ve talih oyunlarının oynatılması dışında herhangi bir yerde, sokakta veya sanal ortamda herhangi bir şekilde kumar oynanması veya oynatılması yasaktır’ diyen Şans Oyunları Yasası Polis Örgütü’ne ‘yasa dışı bahis çetesi’ne müdahale hakkı tanıyor.

Polisimizin gece kulüplerinin web sitelerinde pornografik yayın yapanları yargıya taşıması için Fasıl 154’ün ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime veya Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ başlıklı 2014’te geçen yasa üzerinden hareket etmesi de yeterli.

Bu durumda ya Polis yasaları yeteri kadar bilmiyor ve hizmet içi teorik eğitimlerin derhal artırılması lazım ya da ihmal söz konusu…

Cumhuriyet Meclisi’ne 3 Mart 2014 yılında sunulan ‘Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’, anımsanacağı üzere basında birçok tartışmaya sebep olmuş ve rafa kaldırılmıştı.

Yasa tasarısı, internet sağlayıcısı şirketlere, abonelerinin internet ortamındaki tüm kişisel verilerini ve her türlü erişimlerini 6 aydan 2 yıla dek saklamalarını şart koşuyor; yayın özgürlüğü açısından ise erişimi engelleyecek ve/veya kaldıracak şekilde bir dizi kısıtlamayı içeriyor. Öte yandan tasarı ne internet ortamında yasa dışı bete ne çocuk istismarına ne de pornografiye ceza getiriyor.

Türkiye’de, 2007’de yürürlüğe giren, 5651 numaralı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve

Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (Bkz. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr) eksik hali sayılabilecek Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, Kuzey Kıbrıs’ta Fasıl

154 olarak bilinen Ceza Yasası’ndan sadece ‘Zem ve Kadih’, ‘İntihara Teşvik’, ‘Dolandırıcılık’ ve ‘Genel Olarak Başkasının Kimliğine Bürünme’ adı altındaki suçların internet ortamında işlenmesini ‘bilişim suçu’ olarak değerlendiriyor.

İlginçtir ki yasa tasarısı Türkiye’deki yasadan farklı olarak, internet ortamında fuhuşu, çocukların cinsel istismarını, kumarı, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmayı ve sağlık için tehdit oluşturacak madde teminini pas geçiyor. Tasarı, çocukların internet ortamındaki cinsel istismarını ‘İnternet ortamında yapılan ve içeriğini cinsel anlamda müstehcen bir eyleme, reşit olmayan veya reşit görünmeyen bir kişinin katılımını gösteren görüntüler...’ olarak ele alarak istismarı sadece görüntüden ibaret kılıyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, KKTC’de yürürlükte olan ‘Şans Oyunları Yasası’na (31/2009), Ceza Yasası’nın ‘Çocukların Cinsel İstismarı’ (20/2014), ‘Kumarın Yasak Olması’ (67/1999), ‘Fuhuşa Teşvik’ (20/2014), ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime ve Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ (20/2014) vb. maddelerine bile referans yapmayarak internette çocukların en geniş anlamda cinsel istismarı, sanal bahis, gece kulübü web sitelerinde kadın bedeninin aşağılanarak teşhiri ve pornografi gibi pek çok önemli sorunu bilişim suçu kapsamında ele almıyor.

Bilişim adası yaratmaktan bahsederken ülkede Bilişim Suçları Yasası’nın olmaması yazılım ve internet sektörlerinde çalışan şirketlerle elektronik ortamda yayın yapan basın kuruluşları açısından da büyük problemler yaratıyor ancak yangından mal kaçırır gibi uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almadan böyle bir tasarıyı dayatmak da büyük riskler içeriyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’nın bu yöndeki eleştirileri dikkate alarak gözden geçirilmesine acil ihtiyaç olduğuna göre Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu neyi bekliyor olabilir?

Defaatle arayarak görüşmek istediğim Kurum yetkililerinin konunun muhatabının Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Başbakanlık olduğunu ifade etmelerine ne demeli...

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı, tasarıyı hazırlayan bir kurum olarak Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun tasarının doğrudan muhatabı olduğu açıktır. Yasa tasarısının tekrar hazırlanması için yeterli personele, ödeneğe ve gelire sahip olan Kurum’un bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.

Ülkede işlenen bilişim suçlarına ilişkin Polis’in genel tavrı ise Bilişim Yasası olmadığı için elinin kolunun bağlı olduğu yönündedir.

Oysa ‘Denetim altına alınan şans ve talih oyunlarının oynatılması dışında herhangi bir yerde, sokakta veya sanal ortamda herhangi bir şekilde kumar oynanması veya oynatılması yasaktır’ diyen Şans Oyunları Yasası Polis Örgütü’ne ‘yasa dışı bahis çetesi’ne müdahale hakkı tanıyor.

Polisimizin gece kulüplerinin web sitelerinde pornografik yayın yapanları yargıya taşıması için Fasıl 154’ün ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime veya Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ başlıklı 2014’te geçen yasa üzerinden hareket etmesi de yeterli.

Bu durumda ya Polis yasaları yeteri kadar bilmiyor ve hizmet içi teorik eğitimlerin derhal artırılması lazım ya da ihmal söz konusu…

Cumhuriyet Meclisi’ne 3 Mart 2014 yılında sunulan ‘Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’, anımsanacağı üzere basında birçok tartışmaya sebep olmuş ve rafa kaldırılmıştı.

Yasa tasarısı, internet sağlayıcısı şirketlere, abonelerinin internet ortamındaki tüm kişisel verilerini ve her türlü erişimlerini 6 aydan 2 yıla dek saklamalarını şart koşuyor; yayın özgürlüğü açısından ise erişimi engelleyecek ve/veya kaldıracak şekilde bir dizi kısıtlamayı içeriyor. Öte yandan tasarı ne internet ortamında yasa dışı bete ne çocuk istismarına ne de pornografiye ceza getiriyor.

Türkiye’de, 2007’de yürürlüğe giren, 5651 numaralı ‘İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve

Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un (Bkz. http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr) eksik hali sayılabilecek Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, Kuzey Kıbrıs’ta Fasıl

154 olarak bilinen Ceza Yasası’ndan sadece ‘Zem ve Kadih’, ‘İntihara Teşvik’, ‘Dolandırıcılık’ ve ‘Genel Olarak Başkasının Kimliğine Bürünme’ adı altındaki suçların internet ortamında işlenmesini ‘bilişim suçu’ olarak değerlendiriyor.

İlginçtir ki yasa tasarısı Türkiye’deki yasadan farklı olarak, internet ortamında fuhuşu, çocukların cinsel istismarını, kumarı, uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmayı ve sağlık için tehdit oluşturacak madde teminini pas geçiyor. Tasarı, çocukların internet ortamındaki cinsel istismarını ‘İnternet ortamında yapılan ve içeriğini cinsel anlamda müstehcen bir eyleme, reşit olmayan veya reşit görünmeyen bir kişinin katılımını gösteren görüntüler...’ olarak ele alarak istismarı sadece görüntüden ibaret kılıyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı, KKTC’de yürürlükte olan ‘Şans Oyunları Yasası’na (31/2009), Ceza Yasası’nın ‘Çocukların Cinsel İstismarı’ (20/2014), ‘Kumarın Yasak Olması’ (67/1999), ‘Fuhuşa Teşvik’ (20/2014), ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime ve Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ (20/2014) vb. maddelerine bile referans yapmayarak internette çocukların en geniş anlamda cinsel istismarı, sanal bahis, gece kulübü web sitelerinde kadın bedeninin aşağılanarak teşhiri ve pornografi gibi pek çok önemli sorunu bilişim suçu kapsamında ele almıyor.

Bilişim adası yaratmaktan bahsederken ülkede Bilişim Suçları Yasası’nın olmaması yazılım ve internet sektörlerinde çalışan şirketlerle elektronik ortamda yayın yapan basın kuruluşları açısından da büyük problemler yaratıyor ancak yangından mal kaçırır gibi uzmanların ve sivil toplum kuruluşlarının görüşünü almadan böyle bir tasarıyı dayatmak da büyük riskler içeriyor.

Bilişim Suçları Yasa Tasarısı’nın bu yöndeki eleştirileri dikkate alarak gözden geçirilmesine acil ihtiyaç olduğuna göre Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu neyi bekliyor olabilir?

Defaatle arayarak görüşmek istediğim Kurum yetkililerinin konunun muhatabının Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile Başbakanlık olduğunu ifade etmelerine ne demeli...

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı, tasarıyı hazırlayan bir kurum olarak Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu’nun tasarının doğrudan muhatabı olduğu açıktır. Yasa tasarısının tekrar hazırlanması için yeterli personele, ödeneğe ve gelire sahip olan Kurum’un bir an önce harekete geçmesi gerekiyor.

Ülkede işlenen bilişim suçlarına ilişkin Polis’in genel tavrı ise Bilişim Yasası olmadığı için elinin kolunun bağlı olduğu yönündedir.

Oysa ‘Denetim altına alınan şans ve talih oyunlarının oynatılması dışında herhangi bir yerde, sokakta veya sanal ortamda herhangi bir şekilde kumar oynanması veya oynatılması yasaktır’ diyen Şans Oyunları Yasası Polis Örgütü’ne ‘yasa dışı bahis çetesi’ne müdahale hakkı tanıyor.

Polisimizin gece kulüplerinin web sitelerinde pornografik yayın yapanları yargıya taşıması için Fasıl 154’ün ‘Cinsiyete, Cinsel Yönelime veya Cinsiyet Kimliğine Yönelik Zem ve Kadih’ başlıklı 2014’te geçen yasa üzerinden hareket etmesi de yeterli.

Bu durumda ya Polis yasaları yeteri kadar bilmiyor ve hizmet içi teorik eğitimlerin derhal artırılması lazım ya da ihmal söz konusu…

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın