Özel Haber

Universal Bank davasında Savcılığa baskı mı kuruluyor?

Hissedarlara evrak sahtelemekten tahkikat açılması ile Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kendi ideolojiniz açısından nasıl yan yana koyabiliyorsunuz? TMT destekçilerinin yasalara aykırı hareket etme ihtimali olabilir mi? TMT'cilerin aksine devletin koyduğu yasalara gururla uyduklarını dile getirmiyorlar mı?

Universal Bank davasında bugün gün boyunca yaşananlar tüm hukuk camiasında konuşuldu. Hatırlanacağı üzere Universal Bank’ta bölüm şefi olarak çalışan Yeliz Kulle, 1 milyon 225 Sterlin ve 330,000 Euro dövizi sermaye artırımı için TL’ye çevirmiş ancak bu işlemi kurların daha yüksek olduğu 07.05.2020 tarihinde yapılmış gibi göstermişti ve banka hissedarlarına 391,243 TL avantaj sağlamıştı. Üstelik bu işlemlerle ilgili dekontu imzalayıp sahte belge düzenlemişti.

Kuşkusuz Yeliz Kulle Bankalar Yasası’na tamamıyla aykırı böyle bir işlemi kendi inisayitifi ile kesinlikle yapamazdı. Nitekim Polis tüm banka hissedarlarının teminata bağlanmasını istiyordu. Yeliz Kulle Şemsi Kazım ailesinin banka hissedarı fertlerinin talimatıyla geriye dönük işlemi yapmış ve banka hissedarların talebi doğrultusunda kendilerine çıkar sağlamıştı.

Emir kulu teminata bağlanacak, talimatı verenler hiçbir şey olmamış gibi rahat rahat yazı artan kazançlarıyla geçireceklerdi. En azından herhalde banka hissedarı aile böyle düşünüyordu. Polis banka hissedarları hakkında tahkikat açılmasını gerektiren bulgulara ulaşmış olmalıydı. Ancak bugün hukuk camiasında her yerde konuşulan iddialara göre ailenin avukatı Serhan Çınar Polis’i yine tehdit etmemiş miydi? Ve bankanın batması söz konusu olursa Polis Genel Müdürü de dahil Polisi ‘mesul tutarak dava açacağı’nı, ‘bütün zarar ziyandan tüm Polisi sorumlu tutacağı’nı söylememiş miydi?  

Bankalar Yasası açık: Banka hissedarları aleyhine Polis tarafından tahkikat açılması bile görevlerini bırakmalarını gerektirir.

Sahte evrağın kimin talimatıyla hazırlandığının hiçbir önemi yokmuş gibi azmettirmekle kalmayıp, sahte evrakta imzası olanlar paranın gücüyle oynamaya devam edecek, banka memuru da hapis yatacak öyle mi?

En vahimi, 7 sene boyunca başka bir ‘banka sahibi’ Tekin Arhun’un evrakta sahteleme davası nasıl Savcılık raflarında kaldıysa, bu dosyanın da unutulmasını, raflarda kaybolmasını isteyenler vardı ki, bugün Savcılık üzerinde inanılmaz bir baskı kurulduğu ileri sürüldü. En tepelerden bazı isimler devrede değil miydi gerçekten? TMT destekçilerinden Şemsi Kazım’a bunun yapılamayacağını söylemediler mi? Daha önce zaten Başsavcılığa bazı siyasi müdahalelerin yapılmaya çalışıldığını ileri sürmüştük.

Hissedarlara evrak sahtelemekten tahkikat açılması ile Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kendi ideolojiniz açısından nasıl yan yana koyabiliyorsunuz? TMT'cilerin yasalara aykırı hareket etme ihtimali olabilir mi? TMT'nin ileri gelenleri aksine devletin koyduğu yasalara gururla uyduklarını dile getirmiyorlar mı?

Şimdi neden birileri kalkıp da Savcılık üzerinde baskı kurmaya yelteniyor? Ve Polis’e tehditler savuruyor? Madem işlenen bir suç yok, bu kadar eminsiniz, nedir bu telaşınız? 'Banka batarmış'! Bir banka haksızca ve hukuksuzca firmaları batırırken iyi, hiçbir sıkıntı yok amma banka sahipleri asla yargılanamaz bu ülkede öyle mi? Bir banka batarsa yöneticilerinin ve hissedarlarının hatalarından ve/veya yasa dışı işlemlerinden batar. Hata yapan da yargılanır. Hukuk önünde herkes eşittir. Siz yargıdan banka sahiplerine iltimas geçmesini mi istiyorsunuz?

Meclis’te Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasa Tasarısı komitede yarın yoğun bir şekilde tartışılacakken, yarın Kazım ailesinin teminata bağlanmasını, haklarında tahkikat açılmasını engellemeye mi çalışıyorsunuz? 

Aynı yasa tasarısında diğer bazı sektörler gibi bankalar içinde de bağımsız çalışacak, gerekli bütün belgelere ulaşabilecek ve üst yönetimle doğrudan iletişim sağlayabilecek, niteliklere uygun bir uyum görevlisi ve yardımcısı atanmak zorunda olacak. Zaten böyle bir uyum görevlisi olsaydı belki de Universal Bank'da yaşanan bu usulsüzlük gerçekleştirilemeyecekti.

KKTC Merkez Bankası da denetimlerini şikâyet üzerine değil de başından beri olması gerektiği özenle yapsaydı banka hissedarları böyle bir talimat verebilmeyi göze alacak mıydı?

Bütün bu iddialar bize şunu gösteriyor: Devleti içeriden el geçirmiş, üst düzey bağlantıları olan bazı simalar bu ülkede diledikleri her şeyi ellerindeki güçle yapabileceklerinden bir nebze bile şüphe duymuyor! 'Bize kimse dokunamaz' diyorlar. TMT’ye sığınıyorlar sonra da… Sıradan, güç ve mevki sahibi olmayan binlerce mağdur var bu ülkede! Birileri güçlü olduğu için hayatlarına basılan, yılları Mahkeme salonlarında geçen, Polis’e ifade verip senelerce bekleyen… Hukuksuzca mağdur edilen binlerden bahsediyoruz... 

4-5 zengin aile ve avukatları Polis’teki ve yargıdaki bağlantılarına güvenmediler mi? Kimseye acımadan, mağdurların hayatlarını Mahkeme salonlarına kilitlemediler mi? Kıs kıs gülmediler mi arkalarından? Bu insanlar sabırla büyük bir mücadele vererek artık seslerini çıkarıyor. Ve gümbür gümbür geliyorlar. Ayağınızı denk alın çünkü değişim başladı! Polisle Savcılık arasında mekik dokuyarak, siyasilerden gelecek telefonlarla bu işleri kapatabileceğinizi sanıyorsanız, hiçbir şeyin farkında değilsiniz demektir… 

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın