Dünya

Küreselleşmenin sonu: Gelişmekte olan ülkelerde yaşam standartları düşüyor

1990’ların ekonomik mucizesi tersine dönüyor. Küresel ticaret milyonlarca kişinin yaşam standartlarını yükselmişti. Yeni engeller bu eğilimi tersine çeviriyor.

ABD’nin küresel ticaret savaşı, gelişmekte olan ülkeler için yeni fırsatlar yaratan serbest ticaret döneminin kapısını kapatma tehdidi oluşturuyor.

Diğer faktörler zaten bu ivmeyi zayıflatmıştı; bunlar arasında, gelişmekte olan ülkelerin ihracat yoluyla zenginleşmesini zorlaştıran, imalat süper gücü Çin’in yükselişi de bulunuyor. Aynı zamanda teknoloji ve elektrikli araç bataryası üretimi gibi gözde yeni endüstriler bu ülkelerde ivme kazanamadı ve yüksek borç seviyeleri, yolsuzluk ile Covid-19 pandemisinin kalıcı etkileri de olumsuz bir etki yarattı.

Bu açmazı yaşayan ülkelerden biri de Endonezya.1990’lı yıllarda Endonezya’nın Cava Denizi kıyısındaki küçük şehirlerinde açılan modern tekstil fabrikaları, pirinç çiftçileri ve manda çobanlarının hayatını kökten değiştirdi. Başta Amerikalılar, Batı için kıyafet üreten işçiler sazdan evlerini beton binalara dönüştürdü, çocuklarını üniversitelere gönderebildi. Ancak bu ekonomik mucize 2022’ye gelindiğinde durakladı. Çinli rakiplerin düşük maliyetli ürünleri, Endonezyalı üreticileri küresel pazarlardan dışladı ve birçok fabrika kapanmak zorunda kaldı.

ABD’nin yeni gümrük vergileri Endonezya’yı zorluyor

ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşları, gelişmekte olan ekonomilerin toparlanma umutlarını daha da zora soktu. 

ABD, %15'lik gümrük vergileriyle karşı karşıya olan Avrupa Birliği ve Japonya da dahil olmak üzere dünyanın en büyük ekonomilerinin birçoğuyla ticaret anlaşmaları imzaladı. Endonezya, Vietnam ve Filipinler gibi gelişmekte olan bazı Asya ekonomileri ise yaklaşık %20'lik daha yüksek vergilerle karşı karşıya. Trump çarşamba günü, Hindistan'dan gelen ürünlere %25 gümrük vergisi uygulayacağını söyledi. 

22 Temmuz’da açıklanan yeni ticaret çerçevesi kapsamında, ABD’ye giren Endonezya mallarına %19 oranında gümrük vergisi uygulanacak. Ayrıca Çin’den gelen içerik oranı yüksek olan ürünlere %40’a varan ek vergiler getirilecek. Bu durumun, Endonezya’daki tekstil, ayakkabı ve palmiye yağı sektörlerinde talep daralmasına yol açacağı endişesi artıyor.

Çin’den ucuz mallar pazarı ele geçiriyor

Çin, ABD’ye satamadığı fazla üretimini düşük fiyatlarla Endonezya’ya yönlendiriyor. Trump’ın Çin mallarına %145’e varan gümrük vergileri açıklamasının ardından Çin’in Endonezya’ya ihracatı %34 arttı. Bu durum Endonezya’daki fabrikaları daha da zor duruma sokuyor. Asia Pacific Fibers gibi büyük üreticiler tesislerini kapatırken, binlerce kişi işsiz kalıyor.

Orta gelirli ülkelerin gelirleri düşüyor, siyasi istikrarsızlık ve göç artıyor 

Yatırım bankası Jefferies analistleri, gelişmekte olan dünyanın alt orta sınıfının (günde 3,65 dolar ila 20 dolar arasında harcama gücüne sahip kişiler) büyümesinin 2019 itibarıyla neredeyse durduğunu bildirdi. Kişi başına düşen gelirde, Nijerya'dan Çin'e kadar düzinelerce ülkeyi kapsayan orta gelirli ülkelerin gelirleri, 2022'de ABD seviyelerinin %8'ine düştü. Dünya Bankası'na göre, bu grubun geliri 2014'te ABD'nin gelirinin %9'u iken, 2000'lerin başında bu oran %3'tü. 

Kişi başına düşen gelir açısından Brezilya, ABD'den daha yavaş büyüyor. Bu durum, ülkenin daha önce birçok gelişmekte olan ülkenin yaptığı gibi, nispeten ucuz iş gücünü kullanarak yatırım çekeceği ve bölgesel bir üretim merkezi haline geleceği yönündeki on yıllar önce beslenen umutları boşa çıkarıyor. 

Geçen yıl yaşanan halk ayaklanmasının ardından iktidara gelen Bangladeş lideri, The Wall Street Journal'a (WSJ) yaptığı açıklamada, ülkede yıllardır süren hızlı büyümeyi gösteren resmi verilerin, önceki hükümet tarafından ülkenin durumunu daha iyi göstermek için abartıldığını söyledi. Sahra Altı Afrika'daki birçok ülke, savaşlar, ağır borçlar ve düşük emtia fiyatları nedeniyle son on yılda neredeyse hiç büyümedi veya geçim kaynakları geriledi. 

Gelişmekte olan ülkelerdeki durgunluk, milyarlarca insan için daha karanlık bir gelecek anlamına geliyor. Aynı zamanda daha fazla siyasi istikrarsızlık ve daha fazla göç baskısı riskini de artırıyor.

Gelişmekte olan ülkeler için 2021’deki parlak tablo ortadan kalktı

2021 yılında bile gelişmekte olan dünyanın görünümü oldukça parlaktı. O yıl, Harvard Üniversitesi'nden Dev Patel'in de aralarında bulunduğu bir grup ekonomist, Batı toplumlarının diğerlerinden daha zengin olmaya başladığı yaklaşık 500 yıl öncesine göre ilk kez, dünyanın geri kalanının da bu farkı kapattığını bildirdi. 

Yazarlar, gelişmekte olan ülkelerin 1990'lardan bu yana sanayileşmiş dünyadan daha hızlı büyüdüğünü belirtti. Birçoğu başarıya ulaşmak için eski bir yol izledi: Zengin olabilmek için ihracat yaptılar; giyim gibi düşük kaliteli ürünlerle başlayıp ardından elektronik gibi daha sofistike ürünlere yöneldiler. Japonya ve Tayvan da birkaç on yıl önce benzer stratejiler izlemişti. 

Ancak model, Trump'ın ilk başkanlığı döneminde çökmeye başlamıştı. Çin'in demir cevheri gibi emtia alımları bazı gelişmekte olan ülkelere fayda sağlarken, Çin'in küresel imalat sanayiindeki sıkı kontrolü, diğer ülkelerin küresel ticaret pastasından daha fazla pay almasını engelliyor ve bazılarının sanayisizleşmesine yol açıyordu.

Çin’le rekabet edemediler

Çok az ülke, düşük maliyetli üretim iş gücü, iyi eğitimli mühendislerden oluşan orduları, yüksek kaliteli limanları ve yolları ve bol miktarda endüstriyel sübvansiyon sağlayan stratejik bir hükümeti gibi benzersiz avantajların bir birleşimine sahip olan Çin ile rekabet edebilirdi. 

Endonezya, Hindistan ve diğer gelişmekte olan ülkelerdeki fabrika sahipleri, müşterilerinin giderek artan bir şekilde kendilerinden Çinli rakiplerinin fiyatlarını yakalamalarını istediklerini ve bunu başaramadıklarında tedarikçilikten çıkardıklarını gördüler. 

Haziran 2024'te ekonomist Patel ve Hindistan hükümetinin eski baş ekonomik danışmanı Arvind Subramanian da dahil olmak üzere önceki makaledeki aynı yazar grubu, Küresel Güney'in zengin dünyayla arasındaki farkı azalttığı döneminin büyük ölçüde artan ticaret engelleri nedeniyle durduğu sonucuna vardı. 

Patel, bir röportajında, "Dünyanın her yerinde ortaya çıkan korumacı dürtüler, yoksul ülkeler için gerçekten tehdit oluşturuyor gibi görünüyor" dedi.

Trump'ın 2018'deki ilk gümrük vergileri turu, Meksika ve Vietnam gibi bazı gelişmekte olan ülkelere fayda sağladı. Amerikan şirketlerinin Çin ve yaklaşık %20'lik vergi oranlarından uzaklaşarak üretimlerini çeşitlendirmek için üretimlerini bu ülkelere taşımasıyla kazanç sağladı. Meksika ayrıca, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması ve onun yerine geçen ABD-Meksika-Kanada Anlaşması'ndan da faydalandı. 

Ancak çoğu gelişmekte olan ülke, oyunun kurallarını değiştirecek yatırımları çekemedi. Çift haneli gümrük vergilerine rağmen, Çin'de üretim neredeyse dünyanın diğer yerlerinden daha ucuzdu. Vietnam ve Meksika da dahil olmak üzere yalnızca birkaç ülke, yeterli altyapıya, ucuz enerjiye ve taşınmaya değecek kadar büyük bir üretim işgücü havuzuna sahipti. Diğer ülkeler ise iç karışıklıklar, işçi huzursuzlukları ve verimsiz bürokrasiyle boğuşuyor veya yüksek kaliteli üretim için yeterli sayıda kalifiye mühendise sahip değildi. 

Üretim daha fazla teknoloji odaklı hale geldikçe, yoksul ülkelerin ucuz işgücü avantajı erozyona uğradı

Harvard Üniversitesi’nden ekonomist Dani Rodrik [İstanbul doğumlu, Türkiye vatandaşıdır] "Çin'deki işçilik maliyetleri arttıkça, üretimin diğer düşük ve orta gelirli ülkelere kaydırılacağı umudu vardı. Bu büyük ölçüde gerçekleşmiyor." dedi.

WSJ’ye konuşan Rodrik, üretim daha fazla teknoloji odaklı hale geldikçe, yoksul ülkelerin artık bol miktarda ucuz işgücü avantajına güvenemeyeceğini söyledi.

Orta sınıf geriliyor

Endonezya Ulusal İstatistik Kurumu verilerine göre son beş yılda orta sınıf olarak tanımlanan kişi sayısı 9,5 milyon azaldı.

Endonezya Rupisi 20 yılın en düşük seviyesine gerilerken, gelir eşitsizliği artıyor. Dünya Bankası verileri, orta gelirli ülkelerin kişi başına düşen gelirinin ABD seviyelerinin %8’ine düştüğünü gösteriyor. Brezilya, Nijerya ve Bangladeş gibi ülkelerde büyüme beklentileri ciddi şekilde zayıfladı.

Sanayisizleşme ve yeni sektörlerde başarısızlık

Endonezya’nın elektrikli araç bataryaları ve teknoloji startupları gibi yeni sektörlere yönelme çabaları istenen sonuçları vermedi. Foxconn ve LG gibi dev yatırımcıların planladığı projeler ya ertelendi ya da iptal edildi. E-ticaret devi GoTo ve teknoloji şirketi Gojek’in piyasa değerleri büyük kayıplar yaşarken, birçok girişim finansman bulmakta zorlanıyor.

Ekonomik durgunluk, milyarlarca insan için daha karanlık bir gelecek anlamına geliyor. Uzmanlar, gelir kaybının siyasi istikrarsızlık ve göç baskısını artıracağını belirtiyor. Genç ve eğitimli Endonezyalılar sosyal medyada “kaçış planları” tartışıyor. Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada, ülkede artan "yurt dışına kaçma" eğilimi üzerine konuştu. Öfkesini gizlemeyen bir üslupla halkına hitaben, “O zaman kaçın!” dedi. Yurt dışındaki göçmen karşıtı uygulamalara atıfta bulunarak da uyarıda bulundu: “Peşinize düşerler.”

Küreselleşmenin sonu 

Harvard Üniversitesi’nden ekonomist Dev Patel, gelişmekte olan ülkelerin Batı ile aralarındaki farkı kapatma döneminin büyük ölçüde sona erdiğini belirtiyor. Patel, “Dünyanın her yerinde ortaya çıkan korumacı politikalar, yoksul ülkeler için ciddi bir tehdit oluşturuyor” diyor. Dünya Bankası Baş Ekonomisti Indermit Gill ise yeni bir büyüme döneminin şu an için “çok düşük bir olasılık” olduğunu ifade ediyor.

Haberin tamamını Wall Street Journal’dan okuyabilirsiniz.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın