Özel Haber

Sahte diploma aldığı ileri sürülen Meray Dürüst geriye dönük işlem yapmadı mı?

Sahte diploma alan bir memur geriye dönük işlem de yapar! Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müdürü Meray Dürüst, cezadaki çalışanların çalışma izinlerini geriye dönük olarak yenilemedi mi? 

Bazı siyasilerin yanı sıra yetki, barem içi maaş artışı, emeklilik maaş ve ikramiyesinde artış sağlamak için sahte yüksek lisans diploması alan devlet memurlarının sayısı 39’a çıkabilir.

1’i DP’den, 3’ü UBP’den, kalanı ise yasalara uygun olarak görevlerini yerine getirmesi gereken devlet memurları…

Hak etmediği halde amir olabilmek, barem içi artış almak, emeklilik ikramiyesi ve emeklilik maaşlarını artırmak için devlete sahte diploma sunan bir memur, bulunduğu dairede yasa dışılık yapmaz mı?

Üzerlerindeki siyasi baskılara ve çürük amir dayatmalarına direnen, yasalara uygun olarak görevlerini yerine getiren birçok temiz memur da var… Bu memurlar evlerinden çok uzaklara sürülüyor, yükseltilmiyor veya aleyhlerinde kurulan kumpaslarla mahkeme koridorlarında yıllarını harcamak zorunda bırakılıyor! Çirkef ve iş birlikçi kötülerin, iyilikten ve doğruluktan ayrılmayanların hayatlarına, ailelerine ve itibarlarına bas basa devlete egemen olduğu bir devlet, yoz, çürümüş bir devlettir.

Siyasilerle birlikte devlet memurlarının aldığı tüm lisans ve yüksek lisans diplomalarının tek tek araştırılması gereğini 2022 yılında yazmıştık.

2024’te başlatılan bu soruşturma siyasilerin yanı sıra devlette çalışan tüm memurları kapsamalıdır. Şayet bu soruşturma hızla kapatılırsa, Mikro-Makro okurlarına sahte diplomalı devlet memurlarını ve siyasileri tek tek ifşa edeceğine söz verir.

Devlete sahte diploma sunduğu ileri sürülen ve bugün tutuklanan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müdürü Meray Dürüst’e bakalım isterseniz…

Meray Dürüst’ün amir olduğu yıllardan bu yana sayısız yasa dışılıkta imzası olması tesadüf müdür?

6 ay süresince çalıştığı şirketten bir başka şirkete geçemeyen yabancı işçi, 6 ayın sonunda halen adadaysa cezaya girer ve birçok emekçi bu nedenle ya yüksek cezalar ödemekle yükümlü kılınmıştır ya da ülkeyi terk etmek zorunda bırakılmıştır. 

Yabancıların Çalışma İzinleri Tüzüğü’ne aykırı olarak, bazı şirket sahiplerinin talebi üzerine cezaya girmiş işçiler için Bakanlık Müdürü Meray Dürüst tarafından geriye dönük işlem yapılmadı mı? 

Çalışacak olup iş bulamayan işçilerin ekmek paralarını kazandıkları, ailelerini geçindirdikleri KKTC’den ayrılarak, tekrar ön izin almaları için ülkelerine dönmesi ve cezalarını ödemesi zorunludur. O halde neden bazı büyük şirketlerin istihdam etmek istediği cezadaki işçilere Çalışma Bakanlığı Müdürü tarafından geriye dönük işlem yapılmıştır? Şirketler ve almak istedikleri cezalı işçiler kayırılırken ne karşılığında yasalara aykırı işlemler yapılmıştır? Bedavaya mı yapılıyor geriye dönük işlemler?

8 Mart 2021’de iki çalışana tarihleri 8 ay geriye sararak 08/03(2020’de ve 24/07/2020’de işe başlatan kim? Belgelerde imzası var: Meray Dürüst. Üstelik çalışanlardan biri yasaya aykırılığı katlayarak, küçük bir işletmede ‘temizlik elemanı’ olarak işe başlatılmış...

8 Nisan 2021’de bir başka şirket için çalışanın işe başlama tarihini 02/07/2020’ye çeken kim? Meray Dürüst… Çalışan, bakanlığa 24/03/2021’de başvuruyor; 8 Nisan 2021’de aynı çalışan 02/07/2020’de çalışmaya başlamış gibi gösteriliyor, ne güzel değil mi?

Bir diğer şirketin talebi üzerine, 17/06/2021’de bakanlığa başvuru yapan toplam 8 işçiye geriye dönük işlem yapılmasına onay veren Meray Dürüst, cezadaki başka bir işçiyi 6 ay geriden işe başlatabiliyor…

Bir ‘dealer’… Bakanlığa başvurusu 14/07/2021, işe başlama tarihi 14/01/2021! 

3 dealer daha başvurmuş 16/07/2021’de; cezadayken biri 10/12/2020’de, diğer ikisi 01/01/2021’de işe başlatılmış…

2022’de çifte yasa dışılıkla bir başka cezadaki çalışan ’temizlk görevlisi’ olarak 16/03/2022’de başvurduğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan, Meray Dürüst’ün 22 Mart 2022’de attığı imza ile 25/02/2020’de işe başlatılmış… 

Bir diğer dealer da 23/03/2022’de başvuruyu yapmış, Meray Dürüst’ün 29 Mart 2022 tarihli kararı ile 01/06/2021’de işe başlamış gösterilmiş…

Tüm bu kararlarda Meray Dürüst, Yabancıların Çalışma İzinleri Tüzüğü’nün 30. (9) ve 36’ıncı maddeleri uyarınca geriye dönük işlem yapmış. Peki ne diyor tüzüğün ilgili maddeleri?

63/2006 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Yasası’nın 23’üncü maddesinin verdiği yetkiye dayanarak yapılan tüzükte ‘İstisnalar’ı tanımlayan 30’uncu Maddesi’nin 9’uncu fıkrası şöyle:

‘(9) Bu Tüzüğün 15’inci maddesi kapsamında süreli Çalışma İzni almış ve izin aldığı işyerinde iznin başlangıç tarihinden itibaren kesintisiz olarak en az 6 ay süre ile çalışmış olması şartı ile iş ilişkisi sona eren yabancı uyruklu kişilerin yeni işverenleri tarafından, işten ayrılma tarihinden itibaren kırk gün içerisinde yapılan başvurular. 
Ancak aşağıda belirtilen durumlardan bir veya birkaçına dayanılarak iş ilişkisi sona ermiş bulunan yabancı uyruklu kişiler için en az 6 ay süre ile çalışmış olma şartı aranmaz; 
(A) İşverenin işçinin ücretini İş Yasası veya hizmet akdi koşulları uyarınca ödememesi, 
(B) İşçinin çalıştığı işyerinde kesintisiz olarak bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek teknik arızalar, yangın ve su baskını gibi önceden bilinmesine olanak bulunmayan zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması ve işverenin işçinin bu süreye ilişkin ücretini ödememesi, 
(C) İşverenin işçinin sosyal güvenlik yatırımlarını üç ay veya daha fazla süre yatırmaması.’

Meali, bir çalışan ancak işveren keyfi bir kararla ya da zorlayıcı bir nedenden ötürü işçinin ücretini ödememişse veya işçinin sosyal güvenlik yatırımlarını üç veya daha fazla süre yatırmamışsa çalıştığı yerde 6 ayı doldurmadan başka bir şirkete yatay geçiş yapabilir. 

Burada çalışma izni süresi bittiği için cezaya girmiş bir işçinin bir başka şirkete yatay geçiş yapabileceği yazıyor mu? Açık bir şekilde ‘hayır’ yanıtını verebiliriz. Bu madde ve maddedeki 6 ay süre çalışmış olma şartının aranmaması, sadece ve sadece cezaya kalmamış olanları kapsar, cezadakileri kapsamaz.

Diğer maddeye bakalım… ‘Makul Nedenler’ i açıklayan 36’ıncı Madde şöyle:

‘(1) Bu Tüzükte öngörülen yükümlülükleri makul nedenlerle Bu Tüzüğün öngördüğü sürelerde yerine getiremeyen işverenler ile yabancı uyruklu işçilerin bu yükümlülüklerini yerine getirememe nedenlerini kanıtlayıcı belgelerle Bakanlığa başvurmaları halinde başvuruları Bakanlık tarafından değerlendirilir. 
(2) Yukarıdaki (1)’inci fıkra kapsamında yapılan başvuruları değerlendiren Bakanlık, ileri sürülen nedenlerin makul ve geçerli bir nedene dayandığını tespit etmesi halinde ilgili kişilerin işlemlerinin bu Yasada öngörülen süreler dikkate alınmadan yapılmasını emredebilir. 
(3) Bakanlık bu madde kuralları uyarınca yapılacak başvuruları değerlendirmek üzere özel bir komisyon oluşturabilir.’

Madde muğlak ifadelerle dolu olsa da, uygulamada bu madde işçinin hastalanması, daireden kaynaklı gecikmeler olduğunda devreye sokulabiliyor. 

Savcılığın 36’ıncı Madde’ye dayanarak cezalı işçiler için geriye dönük işlem yapılamayacağı yönünde bir görüşü yok mu?

Daha vahimi, Savcılığın 36’ıncı Madde’ye dayanarak cezalı işçiler için geriye dönük işlem yapılamayacağı yönünde bir görüşü yok mu? Savcılık görüşü uzun zamandır Bakanlık’ta çalışanlardan gizlenmiyor mu? Savcılığın verdiği yanıtın arşive bile kaydedilmediği doğru değil mi?

Savcılık görüşünün düzgün memurlar tarafından bilinmesi durumunda, amirlerin, müdürlerin ve bakanların yasa dışı olarak bazı şirketleri kayırdığı ortaya çıkacağı için Savcılık görüşü kimseye bildirilmiyor değil mi? Üstelik, yasalara aykırı olarak cezadaki işçileri bu şirketlerde geriye dönük işlemle işe başlatanlar hakkında ilgili makamlara şikâyet yapılmasının yolu da böylece kapatılmıyor mu?

Astığı astık, kestiği kestik bazı devlet memurları yasalar gereği yurttaşlara ve yabancı çalışanlara kök söktürürler. Oysa bir kez daha ortaya çıkan, yürürlükteki yasaları çıkarlarına göre istediklerine deldikleri, yasaları menfaatlerine uyunca atlattıklarıdır.

Daha önce bir işçinin ölümünden sorumlu tutulan bir işveren hakkında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırladığı rapora karşı, işverenin avukatı tarafından bakanlığa baskı kurulduğunu gündeme getirmiştik. Ne cesaret! Bir avukat Çalışma Bakanlığı’nı elinde oynatabileceğini mi sanıyor? Kimlerden destek almış, kimlerin olurunu almış olabilir? Araştırıyoruz.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yasaları delerek sosyal güvenliğe aykırı yasa dışılıklar yapmasının ve şirketlerle sahiplerini kayırmasının sonucu budur işte... 

Bakanlıklar yoz siyasilerin ve yolsuz memurların yönetiminde şirketlere ayrıcalıkların tanındığı, işçilere adaletsizliklerin yapıldığı, ölenin arkasından raporların değiştirilmeye çalışıldığı rezilliklere sahne olur. Sahte diploma temin ettiği ileri sürülen memurlar amir olur, yasa dışılıklara imzalarını atar; düzgün memurlar da konuşacak olurlarsa ya şirketlerin ya da dairelerinin hışmına uğrar. 

Nihayetinde, dürüst memurlarımız hiçbir şeyi ifşa etmekten korkmamalıdır. İfşa edin ki bu rezil düzeni hep birlikte düzeltelim…

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın