Dünya

ABD'nin Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde Avrupa’ya ‘medeniyetsel silinme’ uyarısı

ABD'nin Ulusal Güvenlik Stratejisi 2025’in Avrupa bölümünde, ekonomik gerilemeden de ağır bir risk olarak ‘medeniyetsel silinme’ uyarısı yapıldı.

Yeni yayımlanan ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde, Avrupa için temel riskin, ekonomik gerilemeden bile ağır bir ihtimal olarak “medeniyetsel silinme” iddiasına yer verildi.

“Medeniyetsel silinme” 

Strateji belgesi, Kıta Avrupası’nın küresel GSYH içindeki payının 1990’da %25 iken “bugün %14’e” gerilediğini vurguluyor. Bu düşüşün nedenleri arasında, yaratıcılığı ve çalışkanlığı zayıflatan ulusal ve ulus aşırı düzenlemeler gösteriliyor. "Ama bu ekonomik gerilemenin de ötesinde, asıl ve çok daha çarpıcı olan tehdit medeniyetin silinmesi ihtimalidir." görüşü savunuluyor.

Belge, Avrupa’nın karşı karşıya olduğu “daha büyük meseleleri” bir paket halinde sıralıyor:

Avrupa Birliği ve diğer ulus aşırı yapıların siyasi özgürlüğü ve egemenliği aşındıran faaliyetleri,
Kıtayı dönüştüren ve gerilim üreten göç politikaları,
İfade özgürlüğünün sansürlenmesi ve siyasi muhalefetin bastırılması,
Çöken doğum oranları,
Ulusal kimliklerin ve özgüvenin kaybı.

"Avrupa, 20 yıl içinde tanınmaz hale gelebilir"

Bu liste, Avrupa’nın problemini “ekonomik performans”tan çıkarıp “kimlik, egemenlik, ifade özgürlüğü ve demografi” eksenine taşıyor. 

Stratejinin en sert cümlelerinden biri burada ifade ediliyor: "Mevcut eğilimler sürerse Avrupa, 20 yıl içinde, ya da daha kısa sürede tanınmaz hale gelebilir.” Bu olasılık, NATO ittifakının geleceğine dair şüpheyi de besliyor. Avrupa'da bazı ülkelerin ABD açısından “güvenilir müttefik” olabilecek kadar güçlü ekonomilere ve ordulara sahip olup olmayacağı “hiç de açık değil.” iddiası dile getiriliyor.

Belgede, “Avrupa’nın Avrupalı kalması,” medeniyet özgüvenini yeniden kazanması ve “düzenleyici boğma/sıkıştırma” odağını terk etmesi savunuluyor.

Rusya ile stratejik istikrarı yeniden kurmaya yoğun vurgu

Avrupa’daki özgüven eksikliğinin en görünür olduğu alanın Rusya ile ilişki olduğu kaydedilen belgede, Avrupa’nın nükleer silahlar hariç “neredeyse her ölçütte” Rusya’ya karşı “sert güç avantajına sahip” olduğu belirtiliyor ancak Ukrayna savaşıyla beraber Avrupa-Rusya ilişkilerinin ciddi biçimde zayıfladığı ve pek çok Avrupalının Rusya’yı “varoluşsal tehdit” olarak görmeye başladığı kaydediliyor.

Bu zeminde ABD’nin Avrupa-Rusya ilişkilerini yönetmek, Avrasya boyunca “stratejik istikrar” koşullarını yeniden kurmak ve Rusya ile Avrupa devletleri arasında çatışma riskini azaltmak için kayda değer bir ABD diplomatik angajmanına ihtiyaç olduğu öne sürülüyor.

Belge, Ukrayna’daki çatışmaların “süratle sona erdirilmesini müzakere etmeyi” ABD’nin çekirdek çıkarı olarak tanımlıyor. Gerekçeler ise şöyle sıralanıyor: Avrupa ekonomilerini istikrara kavuşturmak, savaşın kazara tırmanmasını ya da genişlemesini önlemek, Rusya ile stratejik istikrarı yeniden kurmak, çatışma sonrası Ukrayna’nın yeniden inşasını mümkün kılmak ve Ukrayna’nın yaşayabilir bir devlet olarak varlığını sürdürmesine yardımcı olmak.

Savaş, Avrupa’nın dışa bağımlılığını artırıyor

Belgede, Ukrayna savaşının “ters etkilerinden” birinin Avrupa’nın, özellikle Almanya’nın dış bağımlılıklarının artması olduğunu savunuluyor. Örnek olarak Alman kimya şirketlerinin, ülkelerinde temin edemedikleri Rus gazını kullanarak Çin’de büyük işleme tesisleri kurması veriliyor. Bu örnekle, savaşın Avrupa’yı güçlendirmekten çok, yeni bağımlılıklar üreterek zayıflattığı savunusu güçlendirilmeye çalışılıyor.

Avrupa'daki "azınlık hükümetleri"nin Ukrayna savaşı ile ilgili gerçekçi olmayan beklentileri

Strateji belgesl ayrıca, Trump yönetiminin savaş konusunda “gerçekçi olmayan beklentilere” sahip Avrupa yetkilileriyle karşı karşıya bulunduğunu; bu beklentilerin kırılgan azınlık hükümetlerine dayandığını; bazı hükümetlerin muhalefeti bastırmak için demokrasinin temel ilkelerini çiğnediğini öne sürüyor.

“Avrupa’da geniş çoğunluk barış istiyor” denirken, bu talebin demokratik süreçlerin bozulması nedeniyle politikaya dönüşmediği iddia ediliyor. Bu, ABD açısından stratejik önem taşıyor; çünkü belgeye göre Avrupa devletleri siyasi krize sıkışmışsa “kendini reforme edemez.”

“Avrupa’dan vazgeçemeyiz”

Tüm eleştirel tona rağmen belge, Avrupa’nın ABD için stratejik ve kültürel önemini ısrarla vurguluyor. Transatlantik ticaret, küresel ekonominin ve Amerikan refahının “sütunlarından biri” olarak anılıyor. Avrupa’nın üretim, teknoloji, enerji gibi sektörlerinin dünyanın “en sağlam” sektörleri arasında olduğu; Avrupa’nın öncü bilimsel araştırmalara ve dünya lideri kültür kurumlarına ev sahipliği yaptığı belirtiliyor. “Avrupa’dan vazgeçmek” açık biçimde kendi kendini baltalayıcı bir tercih olarak sunuluyor.

Avrupa’daki vatansever partilere destek 

Belge, Avrupa’daki “vatansever partilerin artan etkisi”nden iyimserlik kaynağı olarak söz ediyor ve “Amerika, Avrupa’daki siyasi müttefiklerini bu ruh canlanışını teşvik etmeye yönlendirir.” deniliyor.

NATO'da uzun vadede “Avrupalı olmayan çoğunluk” ihtimali 

Avrupa bölümünün dikkat çeken iddialarından biri, uzun vadede, en geç birkaç on yıl içinde bazı NATO üyelerinin nüfus çoğunluğunun “Avrupalı olmayanlardan” oluşması ihtimalinin “son derece makul” olduğu savı… Belgeye göre bu durumda, NATO şartını imzalayanların ittifakı ve dünyadaki yerlerini gördükleri şekilde görüp görmeyecekleri açık bir sorudur.

Rusya ile stratejik istikrar yeniden kurulmalı ve NATO’nun sürekli genişleyen bir ittifak olduğu algısı reddedilmeli

Belge, ABD'nin Avrupa politikasındaki öncelikleri yedi maddeyle ifade ediyor:

Avrupa içinde istikrarı ve Rusya ile stratejik istikrarı yeniden kurmak,
Avrupa’nın hasım bir güç tarafından domine edilmeden, “uyumlu egemen uluslar grubu” olarak kendi ayakları üzerinde durmasını ve savunmasını birincil sorumluluğu olarak üstlenmesini sağlamak,
Avrupa ulusları içinde mevcut gidişata karşı direnci beslemek,
Avrupa pazarlarını ABD mal ve hizmetlerine açmak; ABD işçileri ve işletmelerine adil muameleyi güvence altına almak,
Ticari bağlar, silah satışları, siyasi iş birliği ve kültürel/eğitsel değişimlerle Orta-Doğu-Güney Avrupa’nın “sağlıklı uluslarını” güçlendirmek,
NATO’nun sürekli genişleyen bir ittifak olduğu algısını sonlandırmak ve bunun fiilen gerçekleşmesini engellemek,
Avrupa’yı merkantilist aşırı kapasite, teknolojik hırsızlık, siber casusluk ve diğer hasmane ekonomik uygulamalarla mücadeleye teşvik etmek.

Belge, Beyaz Saray resmi web sitesinde yayımlandı.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın