ABD Savunma Bakanlığı, 11 Eylül 2001'de ABD'ye yönelik saldırıları planlamakla suçlanan üç suçlunun duruşma öncesi anlaşma yaptığını duyurdu.
Halid Şeyh Muhammed, Velid Muhammed Salih Mübarek Bin Attaş ve Mustafa Ahmed Adam el-Havsavi, Küba'daki Guantanamo Körfezi'ndeki ABD Deniz Kuvvetleri üssünde yıllardır yargılanmadan tutuluyor.
Anlaşmanın detayları henüz açıklanmadı ancak ABD'li haber kuruluşları, sanıkların, savcılığın idam cezası istememesi karşılığında suçlarını kabul edeceklerini bildirdi.
New York, Virginia ve Pennsylvania'da yaklaşık 3 bin kişinin (tam sayı 2977'dir) hayatını kaybettiği 11 Eylül 2001 saldırıları, "Teröre Karşı Savaş"ın başlamasına ve Afganistan ile Irak'ın işgaline yol açmıştı.
Saldırılar, 1941 yılında Hawaii'deki Pearl Harbor'a düzenlenen ve 2.400 kişinin ölümüne yol açan Japon saldırısından bu yana ABD topraklarında gerçekleşen en büyük kayba yol açan saldırıydı.
New York Times'ın haberine göre, anlaşma ilk olarak savcıların mağdur ailelerine gönderdiği mektupta duyuruldu.
Askeri mahkemeye yapılacak başvurunun önümüzdeki hafta içinde yapılabileceği belirtildi.
ABD Savunma Bakanlığı duyurusunda, "Duruşma öncesi anlaşmaların özel hüküm ve koşulları şu anda kamuoyuna açıklanmıyor" denildi.
Suçlululara sivillere saldırmak, savaş yasalarını ihlal ederek cinayet işlemek, uçak kaçırmak ve terörizm gibi bir dizi suçlama yöneltildi.
Yolcu uçaklarının kaçırılıp New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'ne ve Washington'ın dışındaki Pentagon binasına çarpıldığı saldırının mimarı olarak Halid Şeyh Muhammed kabul ediliyor.
Halid Şeyh Muhammed 2003'de yakalandığında (solda), sağda bugünkü hali
Yolcuların direnmesi sonucu dördüncü uçaksa Washington'a yönelmişken Pensilvanya'da bir tarlaya düşmüştü.
ABD'de eğitim görmüş bir mühendis olan Halid Şeyh Muhammed, Mart 2003'te Mustafa Ahmed Adam el-Havsavi ile birlikte Pakistan'da yakalandı.
Savcılar, Halid Şeyh Muhammed’in uçak kaçırma ve ABD binalarına çarptırma fikrini El Kaide lideri Usame Bin Ladin'e sunduğunu, daha sonra da uçak kaçırak bazı teröristlerin eğitilmesine yardım ettiğini savundu.
ABD hükümeti tarafından yasaklanana kadar, kendisine en az 183 kez su işkencesi (simülasyonlu boğulma) de dahil olmak üzere bir dizi "geliştirilmiş sorgulama tekniği" uygulandı.
Duruşma, işkenceye varan acımasız sorgulama tekniklerinin tutuklulara karşı delilleri zayıflatabileceği endişesiyle bu kadar uzun süre ertelendi.
Biden yönetiminin eylül ayında, aralarında Muhammed'in de bulunduğu Küba'daki ABD Donanması üssünde tutulan beş suçlu ile yapılan anlaşmanın şartlarını reddettiği bildirilmişti.
İddiaya göre, tutukluların ABD Başkanı’ndan hücre hapsinde tutulmayacaklarına ve travma tedavisi görebileceklerine dair garanti talep ettikleri belirtilmişti.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi, Başkanlık ofisine çarşamba günü yeni anlaşmanın bildirildiğini ve müzakerelerde hiçbir rol oynamadıklarını belirtti.
Saldırıda eşini kaybeden Jim Smith, New York Post'a yaptığı açıklamada, kurbanların ailelerinin sevdiklerine "bu hayvanların yaptıklarını kayda geçirmek için mahkemeye çıkmayı 23 yıldır beklediklerini" söyledi.
"Bu fırsatı bizden uzaklaştırdılar" diyerek, "en yüksek cezayı" almaları gerektiğini de sözlerine ekledi.
Cumhuriyetçiler de Biden yönetiminin sanıklarla anlaşma yapmasına hemen saldırdı.
Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell, anlaşmayı "hükümetin Amerika'yı savunma ve adalet sağlama sorumluluğundan iğrenç bir şekilde vazgeçmesi" olarak kınadı.
McConnell, "Teröristlerle pazarlık yapmaktan daha kötü olan tek şey, onlar gözaltına alındıktan sonra onlarla pazarlık yapmaktır" dedi.
Kaynak: BBC
Yorumunuz