Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Kiev açısından kabul edilebilir bir “anlaşma taslağı” üzerinde ABD tarafıyla haftalardır süren müzakerelerin sonucunu kamuoyuna duyurdu. Söz konusu taslak, Moskova’nın neredeyse dört yıl önce başlattığı işgali sona erdirmeyi amaçlıyor.
Miami’den (Florida) dönen ve Beyaz Saray’ın temsilcileriyle bir hafta sonu boyunca müzakereler yürüten iki özel temsilcisinden kısa bir brifing alan Zelenski, düzenlediği basın toplantısında Ukrayna, Avrupa, ABD ve Rusya arasında öngörülen bir çerçeve barış anlaşmasının 20 maddeden oluşan, sadeleştirilmiş bir versiyonunu sundu. Zelenski, ABD aracılığıyla Moskova’dan çarşamba günü içinde bir yanıt beklediğini söyledi.
Görüşülen çerçeve anlaşması, kasım ayı sonlarında Amerikalılar tarafından sunulan ve Ukrayna için kabul edilemez olan 28 maddelik ilk versiyondan 20 maddeye indirildi; Ukrayna Cumhurbaşkanı bunun "önemli bir gelişme" olduğunu vurguladı. İki tarafın, belgenin unsurlarının çoğunda "uzlaşma" pozisyonlarına ulaştığını, ancak en hassas iki konu olan Rus ordusu tarafından işgal edilen Zaporijya nükleer santralinin gelecekteki yönetimi ve topraklar konusunda beklenmedik bir istisna olmadığını açıkladı. Cumhurbaşkanı, bu iki konuda görüşmelerin "liderlik düzeyinde" yapılmasını istiyor.
Topraklar etrafındaki müzakereler, ülkenin doğusundaki Donbass maden bölgesini oluşturan Donetsk oblastının gelecekteki kontrolü meselesinde tıkanıyor; Donbass, Luhansk oblastıyla birlikte bu bölgeyi meydana getiriyor. Ruslar tüm bölgenin tamamını elde etmeye çalışıyor, ancak geniş çaplı askeri çabalara rağmen Kiev’in hâlâ kontrol ettiği kalan yüzde 25’i ele geçirmekte zorlanıyor. Kremlin, Kiev’in silahlı kuvvetlerinin geri çekilmesini bir barış anlaşması için temel koşul haline getirdi.
Salı günü sunulan belge, Ukrayna’nın savaşın mevcut cephe hattında dondurulması yönündeki tutumunu koruyor. Ukrayna Devlet Başkanı, “Donetsk, Luhansk, Zaporijya ve Herson bölgelerinde, bu anlaşma tarihindeki birliklerin konuşlanma hattı, fiilen tanınan temas hattıdır.” dedi.
Referandumla onay
Ancak metin, ikinci bir maddede “gelecekte olası özel ekonomik bölgeler” ifadesine de yer veriyor. Bu, Ukrayna tarafı açısından, ilk kez, Kiev’in kontrolündeki Donbass bölgesinde, Zelenski ve Trump yönetiminin kullandığı adlandırmayla bir askerden arındırılmış bölge ya da “serbest ekonomik bölge” oluşturulmasının önünü açıyor. Bu da Ukrayna ordusunun belirli koşullar altında bu bölgeden çekilmesini gerektirecek.
Söz konusu bölgenin, “hiç kimsenin hiçbir gerekçeyle giremeyeceğini sahada fiilen garanti edecek” uluslararası güçler tarafından denetlenmesi öngörülüyor. Volodimir Zelenski’nin belirttiğine göre, bu durumda Rus silahlı kuvvetleri de Ukrayna birlikleri gibi cephe hattından “5, 10 ya da 40 kilometre” geri çekilmek zorunda kalacak. Donbass’ın ele geçirilmesini savaşın temel hedeflerinden biri haline getirmiş olan Rusya’nın bu koşulları kabul etmesini ise hayal etmek zor görünüyor.
Ayrıca Cumhurbaşkanı, olası bir “serbest ekonomik bölge” kurulmasının ancak Ukrayna’da “halkın bu yolu kabul edip etmediğini belirlemek” üzere yapılacak bir referandumdan sonra onaylanabileceğini belirtti. Böyle bir halkoylamasının, nüfusun anlaşmanın tamamı hakkında görüş bildirmesine imkân vermesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanına göre bu tür bir oylamanın düzenlenebilmesi için en az altmış gün sürecek “gerçek bir ateşkes” şart.
Zelenski, referandumun meşruiyetinin tartışmalı hale gelmesi riskinin ülkede “iç bölünmeler” yaratabileceği uyarısında bulundu. “Eğer bu karar alınırsa, Ukrayna, ABD ve Ruslar arasında ayrı bir anlaşma yapılacak; bu anlaşma serbest ekonomik bölgenin statüsünü tanımlayacak ve çatışmanın iki tarafının, kuvvetlerin yer değiştirmesi konusunda eşdeğer bir temelde hangi adımları atması gerektiğini belirleyecek.” diye ekledi.
Nükleer santralin ABD, Ukrayna ve Rusya tarafından ortaklaşa işletilmesi Ukraynalıların hoşuna gitmiyor
Amerikalılar ile Ukraynalıların, saatler süren görüşmelere rağmen “uzlaşma” bulamadığı bir diğer konu, Zaporijya Nükleer Santrali’nin geleceği oldu. Avrupa’nın en büyük nükleer santrali olan bu tesis, işgal altındaki Enerhodar kenti sınırları içinde yer alıyor ve Mart 2022’den bu yana Rusya’nın kontrolünde bulunuyor. Savaş öncesinde Ukrayna’nın elektriğinin yaklaşık beşte birini üreten altı reaktör ise o tarihten beri kapalı durumda. Anlaşma taslağının on ikinci maddesinde yer alan ABD önerisi, “nükleer santralin ABD, Ukrayna ve Rusya tarafından ortaklaşa işletilmesi”; her birinin üçte bir paya sahip olması ve Amerikalıların “başlıca yöneticiler” olarak görev yapması yönünde.
Ancak bu versiyon Ukraynalıların hoşuna gitmiyor. Cumhurbaşkanı, "Yaşanan her şeyden sonra Ruslarla nasıl ortak ticaret ilişkileri kurabiliriz?" diye sordu. Kiev, santralin ABD-Ukrayna ortak şirketi tarafından işletilmesini öneriyor. Bu düzenleme, Ukrayna'nın üretilen elektriğin %50'sini almasını sağlayacak. Zelenski, ABD'nin "kalan %50'nin dağıtımını kendisinin belirleme özgürlüğüne sahip olacağını" kabul etti.
Güvenlik garantileri
Ukrayna Devlet Başkanı, kalan 18 madde için kaydedilen ilerlemelerden ve varılan mutabakatlardan memnun olduğunu söyledi. Olası bir ateşkesten sonra Rusya’nın yeni bir saldırı başlatamayacağını güvence altına alacak güvenlik garantileri konusunda ise taslak anlaşma, Zelenski’nin belirttiğine göre, “ABD, NATO ve anlaşmayı imzalayan Avrupa devletlerinin, NATO’nun 5. maddesini yansıtacak güvenlik garantileri sağlayacağını” ifade ediyor. Zelenski bu sözlerle, NATO içinde dış saldırı halinde karşılıklı yardım yükümlülüğünü düzenleyen Atlantik İttifakı’ndaki maddeye atıf yaptı. Bu, anlaşmanın ilk taslağında yalnızca “Ukrayna güvenilir güvenlik garantileri alacaktır” denilmesine kıyasla gerçek bir ilerleme.
Ukrayna lideri ayrıca, ülkesinin ilk taslağın yedinci maddesini metne yeniden almadığını da belirtti. Söz konusu madde, “Ukrayna’nın NATO’ya katılmayacağını Anayasası’na yazmayı kabul edeceğini” öngörüyordu. Rusya, Ukrayna’nın olası NATO üyeliğini savaşının başlıca gerekçelerinden biri haline getirmişti. Anlaşmanın dördüncü maddesi, Ukrayna ordusunun barış zamanında 800 bin askerle sınırlandırılacağını da kaydediyor; önceki taslakta bu sayı 600 bindi.
Ayrıca anlaşmanın 18. maddesine göre, Ukrayna’nın seçimleri anlaşmanın imzalanmasının ardından “mümkün olan en kısa sürede” düzenlemesi gerekecek; ilk taslakta ise bu takvim, çatışmaların sona ermesini izleyen yüz gün içinde seçim yapılması şeklinde belirlenmişti ve bu düzenleme Rus talepleriyle büyük ölçüde örtüşüyordu.
Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne girişi
Amerikan-Ukrayna ortak metin taslağı, ayrıca Ukrayna’nın Avrupa Birliği’ne (AB) giriş için bir tarih almasını da öngörüyor; oysa 27 üye ülke içinde bu konuda belirsizlik sürüyor. Zelenski, yedinci maddenin “Ukrayna’nın belirli bir tarihte AB üyesi olacağını ve kısa vadede Avrupa pazarına ayrıcalıklı erişimden yararlanacağını” güvence altına aldığını özellikle vurguladı. “AB üyeliği, güvenlik garantilerimizin bir bölümünü de elde etmek demek; bu yüzden bunun gerçekleşeceği bir tarihi sabitlemek istiyoruz. Örneğin 2027 ya da 2028.” dedi. Ukrayna lideri, Avrupalıların bu noktada henüz tavır koymadığını da belirterek, “Bence bazıları memnun olacak, bazıları ise kesinlikle olmayacak. Anlaşma bu.” ifadelerini kullandı.
Şimdi bu anlaşma önerisine yanıt verme sırası Rusya Federasyonu’nda. Zelenski, “Bence her hâlükârda bir planı kabul etmeye hazır olacaklar. Çünkü Başkan Trump'a ‘Bakın, biz barışçıl bir çözüme karşıyız’ diyemezler. Eğer her şeyi kilitlemeye çalışırlarsa, o zaman Başkan Trump bizi ağır şekilde silahlandırmak ve onlara mümkün olan tüm yaptırımları uygulamak zorunda kalır.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Le Monde











Yorumunuz