Yazılar

Kayırmacılığa davet!

   Kuzey Kıbrıs’a gelecek yabancıların ikamet izinleri ve vize alma süreçlerini tekrar belirleyecek olan İkamet İzni ve Vizeler Tüzüğü ülke nüfusunun kayıt altına alınması, kayıt dışılığın önlenmesi ve güvenliğin sağlanması açısından önemli bir gelişme. Bardağın dolu tarafından bakarsak yenilenecek bir tüzüğe ihtiyaç var. Bardağın boş olan kısmına bakıldığında ise, tüzüğün bardağın kalanını, dolayısıyla tamamını kötü yönetimle doldurma riski taşıdığına dikkat çekmek lazım.
   Yozlaşmış bir yönetim anlayışı hüküm sürdüğü müddetçe bakanların ve memurların yetkilerinin sınırlandırılması ve yasal yetkilerin kötüye kullanılması ihtimaline karşılık önleyici tedbirlerle cezaların yürürlükte olması gerekir.
   Yeni tüzükte İçişleri Bakanı’na ve memurlara verilen yetkiler alabildiğine genişletilebilir durumdadır. Örneğin, tüzüğe göre KKTC’ye girecek bir yabancının kamu sağlığını tehdit edecek hastalıklardan birini taşıdığı şüphesini duyan bir memur kişinin ülkeye girmesine izin vermeyebilir ve geri gönderebilir. Bir memur neye göre yabancının sağlığının bozuk olduğundan şüphelenebilir? ‘Beti benzi atık; yüzü çok sarı! Hepatit B şüphesi uyandırdı bende’ diye mi not düşecek memur? Ziyaretçiyi kaşının üzerinde sivilce vardı; AIDS olabilir kuşkusu ile mi ülkeye sokmayacak? Yoksa üst makamlardan aldığı telefon üzerine ‘Şu ismi içeriye alma; geri gönder’ talimatının bahanesi mi sayılacak o sivilce!
   Tüzüğün tüm kurallarını yerine getirecek olsa dahi Ada’ya giriş yapacak herhangi bir yabancının Kuzey Kıbrıs’a giriş vizesini Baş Muhaceret Memuru’nun, dolayısıyla bağlı olduğu İçişleri Bakanı’nın talimatına ve muhaceret memurunun takdirine bırakmak kötü yönetime davetiye çıkarır: KKTC vatandaşlarının ve yöneticilerinin şahsi menfaatlerine göre gayriresmi yasaklılar listesi oluşturulması gibi… Keza İçişleri Bakanı yeni tüzüğe göre ülkeye turistik amaçlarla gelecek herhangi bir kişiye veya Ada’daki bir kişinin akrabalarına kısıtlama koyabilir. Tüzükte Bakanın neye göre kısıtlama getirebildiği belli değil. Bakanın kısıtlama yetkisini yazılı olarak kullanmasına dair de bir madde yok. Gerekçe yazılı bildirilmediği sürece, İçişleri Bakanı kendisine oy sağlayacak bir yurttaşın gönlünü hoş tutmak için istenmeyen yabancıya ya da akrabaya süre kısıtlaması getirebilir, hatta ülkeye girişine engel olabilir bu durumda. Hem de bir telefonla yapabilir bunu. Yargıçların bile takdir yetkileri yasalar ve teamüllerle sınırlıdır. Siyasetçilere böylesine geniş ve ucu açık yetkiler tanınması evrensel hukuka aykırı sonuçlar doğurur ve rüşvet, resmi konumunu seçim oyu sağlamak için kullanmak gibi kötü yönetime ilişkin potansiyel kaynakları artırır.
   Bir başka rüşvet tuzağı ise ikamet izni başvurularında belgelerini henüz tamamlamamış yabancıya vize verilmesi işinin Baş Muhaceret Memuru’nun, dolayısıyla Bakanın veya yetkilendirdiği bir kişinin ikna edilmesine bırakılması. Yabancının taahhüdünü yerine getireceğine ikna olan bir memura izni 90 güne kadar uzatma yetkisi verilmesi kötü yönetimin önüne kırmızı halı seriyor. İyi niyetli olmayan bir memur bireysel çıkar sağlamayacaksa süreyi uzatmaya bir türlü ikna edilemeyecek mi yani?
   İkamet izni ve yurttaşlık alabilmek için yapılan anlaşmalı evliliklerde ise evliliğin anlaşmalı yapıldığı bulgusu söz konusu ise, tüzük yabancı eşin ikamet izni muafiyetinin sonlandırılmasını ve yabancı eşin ülkeden 15 gün içinde çıkmaması halinde para cezasına çarptırılacağını buyuruyor! Anlaşmalı evliliği yapan KKTC yurttaşınaysa ne ceza var ne de dava okuyan. Taraflardan biri suçlu da diğeri suçsuz mu? Kısacası, bir KKTC yurttaşı istediği zaman istediği kişiyle anlaşmalı evlilik yapabilir ve evliliği bitirmeye karar verdiğinde ise şartları oluştururak bir şikayetle karşı tarafın cezaya girmesini ve ülkeyi terk etmesini sağlayabilir.
   Velhasıl, tüzük 60 yaş meselesine gelene dek küçümsenmeyecek derecede büyük başka sorunlar barındırıyor. Henüz yürürlüğe girmediğine ve hukuksuzca ülkeden Barbaros Şansal’ı sınır dışı edebilmiş içişleri bakanlarının bulunabildiği bir ülkede yaşadığımıza göre, tüzüğün daha çok tartışılmasına ihtiyaç var.
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın