Dünya

Türkiye'de 6 ayda 2 bine yakın iflasın eşiğindeki firma konkordatoya başvurdu

Konkordato sayıları patladı.

Türkiye’de ekonomide sürdürülen sıkı para politikası ve yüksek faiz ortamı, 2024’ün ilk 6 ayında konkordato ilanlarını rekor seviyelere taşıdı. Özellikle tekstil, inşaat ve mobilya sektörlerinde faaliyet gösteren KOBİ’ler, artan maliyetler ve azalan finansman imkânları nedeniyle ciddi bir darboğazla karşı karşıya kaldı. Sermaye yapısı zayıf firmalar konkordato ilan ederek ayakta kalmaya çalışıyor.

Sektör temsilcileri ise bu durumun zincirleme iflas riskine yol açabileceğine dikkat çekiyor ve konkordato sisteminin yeniden düzenlenmesi ile mevcut desteklerin artırılması çağrısında bulunuyor.

Konkordato sayıları patladı

CNBC-e’nin haberine göre, 2024'ün ilk 6 ayında geçici mühlet kararı verilen firma sayısı geçen yılın aynı dönemine göre %108 artarak 1.259’a ulaştı. Kesin mühlet kararı verilen firma sayısı ise %236 artışla 822 oldu.

Ayrıca konkordato talebi reddedilen şirketlerin sayısı %95 artışla 333’e, iflasına karar verilen şirketlerin sayısı ise %101 artışla 553’e yükseldi.

En fazla konkordato ilanı, tekstil, inşaat ve mobilya sektörlerinde görüldü.

“Tüm sektörel ekosistemin geleceğini tehdit ediyor”

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, konkordato taleplerindeki artışın, özellikle tekstil sektöründe artan maliyet baskısı ve finansman sıkıntısına işaret ettiğini belirtti. Öksüz’e göre, fason üretim yapan ve öz sermayesi zayıf olan firmalar bu dönemde çok daha kırılgan hale geldi.

Asgari ücretin işverene maliyetinin kur ve enflasyondaki artışı fazlasıyla aştığını belirten Öksüz, bu durumun gerçek maliyet baskısını artırarak üreticileri sürdürülemez bir yapıya sürüklediğini vurguladı.

Konkordato kararlarının yalnızca başvuran şirketleri değil; tedarikçileri, yan sanayiyi, lojistiği ve fason üreticileri de etkilediğine dikkat çeken Öksüz, bu durumun tüm sektörün geleceğini tehdit ettiğini söyledi.

"Zincirleme iflas" uyarısı

Öksüz, mevcut koşullarda yalnızca KOBİ’lerin değil, büyük firmaların da korunması gerektiğini ifade etti. Desteklerden yararlanma koşulunun, firmaların fiili istihdam sayılarına göre yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirten Öksüz, ihracatçılara özel finansman modelleri ile enerji maliyetlerini dengeleyici destek paketlerinin önemine dikkat çekti.

Konkordato sisteminde bankaların daha avantajlı konumda olduğunu, ancak alacaklı özel sektör firmalarının mağdur edildiğini vurgulayan Öksüz, bu yapının değiştirilmemesi hâlinde zincirleme iflasların kaçınılmaz olabileceğini söyledi.

KOBİ'ler daha kırılgan

İstanbul Mobilya, Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan da ekonomik koşulların özellikle KOBİ’leri zorladığını ifade etti. Konkordato başvurularında ciddi bir artış yaşandığını belirten Özkan, bu sürecin üretimi doğrudan etkilediğini, tedarik zinciri ve istihdam üzerinde olumsuz etkiler yarattığını vurguladı.

“Birçok firma ya üretim kapasitesini düşürmek zorunda kaldı ya da faaliyetlerini geçici olarak durdurdu. Bu da çalışanlar açısından büyük bir belirsizlik yarattı,” dedi.
KOBİ’lerin krizlere karşı daha kırılgan yapıda olduğunu belirten Özkan, sermaye yetersizliği, düşük finansal esneklik ve sınırlı dış pazar deneyiminin bu kırılganlığı artırdığını ifade etti.

Dijitalleşme ve kurumsallaşma yatırımları yetersiz

Özkan, küçük işletmelerin ölçek ekonomisine ulaşamaması nedeniyle rekabet gücünü artıracak dijitalleşme ve verimlilik yatırımlarına yeterli kaynak ayıramadığını belirtti. Bu nedenle birlik olarak kurumsallaşma, dijital dönüşüm ve yeni pazarlara erişim konularında eğitim ve mentorluk faaliyetlerini artırdıklarını söyledi.

Konkordato süreci nasıl işliyor?

Konkordato, iflasın eşiğindeki şirketlere yasal koruma sağlayan bir borç yapılandırma mekanizmasıdır. Süreç, şirketin toparlanabilmesi için alacaklıların hukuki takip başlatmasının önüne geçiyor.

İlk aşamada mahkeme, firmaya 3+2 aylık geçici mühlet tanıyor. Bu sürede bir konkordato komiseri görevlendirilerek şirketin mali durumu denetleniyor. Şartlar uygun görülürse, 1 yıllık kesin mühlet de verilebiliyor.

Bu süreç, kimi firmalar için bir “can simidi” işlevi görse de, sistemin adil işlemesi ve zincirleme etkilerin önüne geçilmesi için kapsamlı bir yeniden yapılandırmaya ihtiyaç duyuluyor.

Haberin tamamını CNBC-e'den okuyabilirsiniz.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın