Yazılar

Yangına sebep olan Halil Kartal ve çalışanı üzerine...

Karşılaştığımız sadece bir ihmal midir? 2011’de kendisine ait arabada TNT ve C4 gibi yüksek güçlü patlayıcıları ateşlemek için fünye bulunmuş, tefecilik yaptığı ileri sürülen birinden bahsediyoruz. Orman evinin bulunduğu vadide başka arsaları da var mı Halil Kartal’ın? Ve bu izin nasıl verildi? Yetkililer açıklama yapmayacak mı? Bu olayın üzerine tüm yönleri ile gidilmezse başka yangınların çıkması nasıl önlenecek?

4 gün süren, Mersinlik-Ağıllar arasındaki bölgede Halil Kartal’a ait bir orman evinin yolu üzerinde başlayan yangın, bir vadinin içinde nasıl orman evi sahibi olunduğu sorusunun artarak sorulmasına neden oldu.

Polis memuru Tevfik Çavuş’un Mahkeme’deki şahadetine göre, Halil Kartal’ın sahibi olduğu orman evinin toprak yollarını temizleyen çalışanı Atilla Şimşek kepçeyi gerekli tedbiri almadan park ediyor ve aracın akü kabloları kısa devre yapıyor. Alev alan kepçedeki yangın ormana, oradan da 16 bin 300 dönümüne yayılıyor ve yüzbinlerce ağaç, yer altında ve yer üstünde yaşayan yüzbinlerce hayvan acı içinde yanarak kömüre dönüşüyor.

Kıbrıslı Rum ve Yahudilerden hiç hoşlanmayan milliyetçilerimizin son derece gecikerek komşumuzdan ve İsrail’den yardım istemesine rağmen Kıbrıslı Rum kurum ve yetkililerinin ve İsrail’in koşa koşa uçaklarıyla, helikopterleriyle yangını söndürmeye gelmesine ancak yürekten hissedilen bir sevgi ve saygıyla yaklaşılır. Ya gelmeselerdi ne olacaktı?!

Halil Kartal nasıl oluyor da vadinin derinliklerinde bir eve sahip? Kimdi de böyle bir alanda orman evi vardı? Hangi siyasiler döneminde, hangi makamların izniyle bu eve sahip olmasına izin verilmişti? Ülke genelinde ormanlara yakın ya da doğrudan ormanlık alan içinde ev, villa yapılmasına ne zaman dur denecekti? 

Halil Kartal’ın Malatyalı olduğu, 1974’den sonra adaya geldiği, döviz bürosu sahibi olduğu söyleniyor. Tefeci olduğuna ilişkin iddiaların yersiz olmadığına kanıt olarak bulabildiğim HKO LTD. (Halil Kartal ve Oğulları Ltd) ‘Döviz Exchange’, ‘Finance', 'Investment’) tabelası… Finans şirketi adı altında çok yakın tarihe kadar tefecilik yapan birçok şirket vardı bu ülkede.

Şirket yarıca HKO Kar-iş Döviz ve Finans adıyla da 'Kısa Vadeli Kredi Hizmeti' sunuyor. 

Görüştüğüm birkaç kişi Halil Kartal’ın çek kırdığını, tefecilikle anıldığını ileri sürdü. 

2011 yılında YeniDüzen’de yayımlanmış bir haberde, ‘Mağusa’da, TNT ve C 4 tipi patlayıcı madde ateşlemeye yarayan 2 adet elektronik fünye bulundu. Fünyeler, eğitimli polis köpeği sayesinde bir arabada ele geçirildi. Bir kişinin tutuklandığı” bildiriliyor. Habere göre, ‘HF 050 plakalı aracın sahibi ve zanlı Selim Tuğrul’un işvereni olduğu öğrenilen Gazimağusa’lı işadamı, döviz bürosu sahibi Halil Kartal’ın ev ve iş yerinde dün sabah uzman köpeklerle birlikte polis araması yapıldı. Ancak Kartal’ın ev ve işyerinde kanunsuz bir şey bulunmadı.’

2011’de Halil Kartal’ın sahibi olduğu, çalışanın kullandığı arabada yüksek güçlü patlayıcı maddeleri ateşlemeye yarayan fünye ne arıyorduysa işin orasını Polis bilebilir. Fünyesi varsa, patlayıcıların da bir yerde, muhtemelen toprak altında olması gerekirdi.

Halil Kartal ve Oğulları LTD. Mağusa’da sadece döviz işi ve iddialara göre tefecilik yapmıyor. Aynı zamanda HKO Kar-İş Mermer adıyla mermer, Mavi H Kartal Üretim Çiftliği ismi altında damızlık küçükbaş hayvan üretimi gibi birbirinden çok farklı sektörlerde de yer alıyor. Ayrıca AHFAT exchange office gibi başka döviz büroları da var gibi görünüyor.

YeniBakış gazetesinin tefecilik iddialarını Halil Kartal ve Oğulları LTD’nin birbirinden çok farklı sektörlerde iş yapması destekliyor. Bir şirket hem finans işinde hem mermer işinde hem damızlık üretiminde başka türlü olabilir mi? 

Tefecilik iddiası akla başka sorular getiriyor: Bu olay yer açmak için bir sabotaj mı? Ne alaka mı diyorsunuz?

Tefecilik konusunda halkımız halen bilinçlenemedi. Bazıları insanlar gidip para satın almasalardı yargısıyla değerlendirme yapıyor. İnsanlık tarihinde son 3 bin yıldır tefecilik isyanlara ve ayaklanmalara neden olmuştur. Çünkü tefecilik sahtekârlıktır. Ekonomik olarak güçsüzleşmiş kurbanın cehaletinden, ekonomik açmazlarından, hastalığından veya bağımlılıklarından yararlanır, amacı borç vererek aşırı faizle köleleştirmektir. Borç köleliği tarihte borçlu kölenin kaçmaması için gözlerinin oyulduğu, sadece yaşamını sürdürmesine yetecek yiyecek sağlandığı bir şiddetle anılır. Özgür erkeklerin tefecilere borçlarını ödemek için eşlerini, hizmetlilerini, hatta çocuklarını zorla köleliğe göndermesi karşısında bilinen ilk tefecilik karşıtı önlem olarak, M.Ö 2350’de Sümerler yasa çıkarmıştır. 

Bu nedenlerle insanlık bin yıllardır tefecilikle mücadele ediyor. Shakespeare’den Dostoyevski'ye ve Dickens'a kadar edebiyattaki en kötü karakterlerin bazılarının tefecilerden seçilmesi raslantı değildir. Felsefede Aristo’dan Çiçero’ya, tefeciler hep şeytanlaştırılmıştır. Keza kitaplı, kitapsız neredeyse tüm dinlerde de tefecilik yasaklanmıştır. 

Kısacası tefecilikle, aşırı faizle para satmak için en başta dolandırıcı olmak gerekir. Tarihteki örnekler tefecilerin şiddete eğilimi olduğunu da ortaya koyuyor. Modern dünyada tefeciliğin yasaklanmasının temel sebepleri bunlardır.

Ülkemizdeki, Ağır Ceza’da, 'banka sahibi' bir tefecinin resmi evrakta sahteleme yapmak ve tedavüle sürmek suçlaması ile yargılanması, aleyhinde hile yapmak ve  fişte oynama yapmak gibi başka Mahkeme kararlarının bulunması tefeciliğin dolandırıcılık olduğunun bir başka kanıtıdır.

Karşılaştığımız sadece bir ihmal midir? 2011’de kendisine ait arabada TNT ve C4 gibi yüksek güçlü patlayıcıları ateşlemek için fünye bulunmuş, tefecilik yaptığı ileri sürülen birinden bahsediyoruz. Orman evinin bulunduğu vadide başka arsaları da var mı Halil Kartal’ın? Ve bu izin nasıl verildi? Yetkililer açıklama yapmayacak mı? Bu olayın üzerine tüm yönleri ile gidilmezse başka yangınların çıkması nasıl önlenecek? Yüzbinlerce ağacın ve yüzbinlerce hayvanın küle dönmesinin ciddi bir cezası olmalıdır.

Ailenin bir üyesinin sosyal medyadan ‘Park halindeki iş aracının kontaktan dolayı yanması sonucu olması ise bizleri bir o kadar daha üzmüştür ki (bu durum hepimizin başına gelebilir.) Yangını gördüğü anda canı pahasına yangını söndürmeye çalışmıştır ama maalesef rüzgardan dolayı yangını kontrol altına alamamıştır’ yorumunu yapabilmesi, bugüne dek büyük yangınlara neden olanların, araç sahiplerinin ve işverenlerin olması gerektiği ölçüde cezalandırılmamasındandır. 

Hepimizin başına gelemez iş aracını tedbirsiz bırakmak! Biri bırakırsa, diğeri kontrol etmelidir. Sanki şehir içinde, evin önünde bırakılmış kepçe! Ormanda bırakılmış ormanda... Bir yere kaçamayacak ağaçlarımızın ve yangına yakalanan hayvanların yaşadığı, etrafında köylerin bulunduğu ormanlık bir alanda kimse bir kepçeyi tedbirsiz bırakamaz! Ekiplerin 2 saat sonra gelmesi de yangının kimlerin ihmaliyle çıktığını hafifletmez...

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın